Gece ağaç dallarının savrulması, perişan haldeki kiremitlerin çıkardığı
tıkırtılar ve gittikçe şiddetlenen rüzgârın ıslık çalarak sabaha kadar esip
gürlemesi beni uyutmadı.
Aralıklarla yağan yağmurun gizemli damlaları ise pencere camlarına vurup
durdu.
Yağmurdan ıslanan dağları, ıslak yapraklardan damlayan su seslerini ve
taşan derelerin içinde gümüş sırtlı narin balıkları hayal ettim.
İnsanların birbirlerine neden düşman olduklarına, düşmanca davrandıklarına
anlam vermeye çalıştım.
Kutuplardan ekvatora, ovalardan yaylalara yaşam alanı bulmuş canlıları
düşündüm.
İnsanların, dağların zirvelerine ulaşıp özgürlüğe kanat açma isteklerini
duyumsadım.
Ovayı bırakıp dağlara koşanlara hak verdim.
İmrendim.
Günlük yalanlar, yanlışlar, kuşkular, an be an kaybedilenler neden yaşam
biçimi olmuştu insanlar için?
İnsanoğlu neyin peşinde idi?
İnsani değerler neler olmalıydı?
Bir yandan yanlış yapan diğer yandan başkalarını suçlayanlar.
Savunmalar.
Saldırılar.
Yaşam biçimimiz bumu olmalıydı?
Gittikçe bulanıklaşan ve dipsiz bir kuyuya atılan taşın karanlıkta
kaybolması gibi basında yer alan haberler insanları umutsuzluğa düşürüyor.
Umutsuzluğa kapılmadan bu sürecin insanların güç ve enerjisini tüketmeden,
düşünce ufkunu açmasına ve güven duygusunu pekiştirmesi gerektiğine inanıyorum.
Bitmez tükenmez hırslarımıza, gücümüze güç katma hevesimize dur demeden “devasa
bir iştahla” mazlumların, güçsüzlerin, korunmasızların, savunmasızların
ve yoksulların yaşamında var olanları da alma düşüncesinin bırakılması
gerektiğine inanıyorum.
Çünkü eğer içinde insan yoksa bir yerin zenginliğinden, güzelliklerinden
bahsetmenin bir anlamı var mıdır?
Yaşam biçimimizle, doğaya olan saygısızlığımızla, insanın insana olan
duyarsızlığı ile bulunduğumuz coğrafyayı yaşanabilir olmaktan çıkardık ya da
var gücümüzle çıkarmaya çalışıyoruz.
Gün gelecek uğrunda mücadele edeceğimiz bir değerimiz dünya üzerinde
kalmayacak belki de.
Değerlerimizin, önem verdiğimiz ve saygı duyduğumuz güzelliklerin
kaybolmaması için etrafımızda, yanımızda yöremizde bulunan insanların sorunları
ile ilgilenmek, dertlerine az da olsa çare olmak en azından moral vermek için
uğraş vermeliyiz.
Birbirimizi demoralize etme çabası içinde olmanın ne bize nede başkalarına
bir yararı olmayacaktır.
Ancak elbette bunu yaparken de inandığımız doğrulardan vazgeçmemiz anlamı
çıkarılmamalı.
İnsanları hayvandan ayıran farkında olduğunun farkında olması.Bir tavşanda doğanın farkında ama bunun farkında olduğunun farkında değil, işte bu noktada doğaya anlam katan insan oluyor. İnsansız bir dünya güzel olurdu ama kim anlatabilirdi bu güzelliği.Güzel anlatmışsınız, kaleminize sağlık.Neden diye sormuşsunuz ya, okurken ilk aklımdan geçen "çünkü insanız " oldu.
YanıtlaSilBu güzel yoruma teşekkür etmekten gayri söyleyecek sözüm yok...
SilTeşekkürler asyayazar...
Hocam biz kendi kendimizi asimile ettik. İfade biraz ağır olabilir, ama ben böyle düşünüyorum. Şu yaşadıklarımızı düşündükçe sizde çok güzel akıcı bir şekilde anlatmışsınız. Biz bu olamayız dediğim çok olmuştur. Biz böyle bir medeniyetten gelmedik. Biz geldiğimiz medeniyette, insana saygı vardı, yardımlaşma vardı, kardeşinin derdiyle dertlenme vardı, komşusu açken tok yatılmazdı, vefa vardı, yardımseverlik vardı... Kısaca "insanlık" vardı.. Nerde şimdi? ne oldu ki kaybettik onu?... Düşündüğümüz tek şey kendimiz doymak bilmeyen hırsımız... Oysa burada baki kalıcı değiliz. Tıpkı diğerleri gibi biz de her şeyi burada bırakıp gideceyiz. Öyleyse biz ne yapıyoruz?
YanıtlaSilEmeğinize, kaleminize sağlık..
sayılar,
Kendimizi sorunlarla boğuşuyor buluyoruz her daim...
SilYılgınlık sonucu...
Kendimizi kenara çekiyoruz...
Oysaki bu memleket hepimizin...
Sorunlar ortaklaşa hepimizin çözmesi gereken sorunlar...
Geçmişte yardımlaşma vardı diyorsunuz ve haklısınız...
Eskiden saygı ve sevgi sözcükleri yerli yerince kullanılırdı...
Saygı vardı...
Sevgi vardı...
Kısaca söylediğiniz gibi "insanlık" vardı...
Kaybettik haklısın...
Aldığımız eğitimin bir sonucu bu...
Toplumsal belleğimizin "algı yanılsaması" ile kaybettirilmesini bir sonucu bu...
Okuyan gözlerinize sağlık....
Değerli katkınız için teşekkür ediyorum.