En değerli yıllarımı, gençliğimi, umutlarımı,
geleceğimi yıllarca bu ülkenin en ücra köşesinden en kalabalık kentlerine
uzanan bir yol çizgisinde, varlığını devam ettirmeye çalışan, hayata tutunmak
için olağanüstü bir çaba gösteren insanların çocuklarının eğitimine adadım...
Onlarla birlikte güldüm, onlarla birlikte ağladım...
Dertlerine ortak olmaya çalıştım...
Geriye dönüp baktığımda, yaptıklarımla gurur
duyuyorum...
Geleceğe umutla bakan çocukların eğitimlerini
tamamlayıp birer meslek sahibi olmalarıyla da gurur duyuyorum...
Sürdürdüğüm görevin, aldığım eğitimin bir doğası
gereği, şu ana dek haklarında hiç bir olumsuz düşünce taşımadığım bu insanların
yaşam mücadelesine her daim olumlu baktım...
Kimsenin kötülüğünü düşünmedim...
Kimsenin aleyhine bir tek olumsuz söz söylemedim...
Bir eğitimci de zaten kötü söz söylemez...
İnsanların incinmesini istemez...
***
Lakin, son yıllarda yaşadığım megakentte
karşılaştığım o denli olumsuzluklara, çıkar ilişkilerine şahit oluyorum ki...
Akıllı ve diğerine saygılı insanların yapmayacağı
türden çıkar ve rant anlayışı toplumu sarmış durumda...
***
Çoğumuz kentlerde müstakil evler yerine çelik ve cam
yığını, beton abidesi apartman ve
rezidanslarda oturuyoruz...
Herkes bilir...
Velev ki bir apartmanda, binanın tamamını
ilgilendiren bir sorun varsa, o sorunun çözümü için el birliği ile çaba sarf
edilir...
Var olan sorun giderilir...
Lakin, toplumda kimi insanların içinde bulunduğu
cehalet artık Ağrı dağının karlı zirvesini aşmış durumda...
Sorun kendi oturduğu dairede değilse, ne desen ne
yapsan da boş...
Odunum da odunum anlayışından bir gram değişme
yok...
***
Tuhaflıklarıyla ün salmış bu insan takımıyla muhatap
olmak, onlara gerçeği anlatmak hem gereksiz, hem de çok zor...
Şuna inanıyorum ki bu zihniyetteki insanların yaşam
öyküleri ve biyografileri davranışlarına yansıyor...
İnsan hayretle, başkasının sorunu için umursamaz,
ama kendi sorunu için çığırtkan olan bu insanların içinde debelendikleri
aptalca davranışlarına bir anlam vermeye çalışıyor...
Hangi kategoriye koyacağına şaşırıyor...
***
Gösteriş yapmak için her yerdeler...
Rantçılık ve çıkar ilişkileri için her yerdeler...
Deyim yerindeyse yarım ekmek arası dönere tav
olurlar...
Misal, kendi apartmanının önündeki çöp bidonunu gece
yarısı sürükleyerek başkasının apartmanının önüne götüren bir zihniyetten ne
beklenir...
Kendi çöpünü başkasının yaşam alanına döken insan
takımından ne beklenir...
***
Yaşanan, yazacak o kadar çok olumsuz durum var ki...
Cehaleti ve çıkarcılığı yenmek kolay değil...
***
Ahmet Hamdi Tanpınar, "alim bazı şeyleri bilir cahil her şeyi."
Albert Einstein, "cehalet ne güzel lan her şeyi biliyorsun."
Desiderius Erasmus'un dediğine de kulak vermek lazım, "ışık
ver karanlık kendiliğinden dağılır."
***
Kısacası yaşam cehalete göre kurgulanamaz...
Popülist'in gerçeği bildiği halde onu kullanmaması kutsanamaz...
İnsan gibi insan, toplum şakşakçılığı veya
dalkavukluk yapanlardan uzak durur...
Kendi menfaatleri için kullanılan, düşünmeden
uygulayan, sorgulamayanlar ne yazık ki toplum yaşamında her daim
kutsanmıştır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder