30 Haziran 2021 Çarşamba

BENZERLİĞİ PEK OLMASA DA GEÇMİŞLE GELECEK ARASINDA SIKIŞIP KALAN HAYATLARI DA SORGULAMAK DURUMUNDA KALIYOR İNSAN


 

İnsan düşünmeden edemiyor.

Olan bitenlere kayıtsız kalamıyor.

Yoğun düşünceler içinde bir iki saatte olsa belki uyurum diye gözlerimi kapamam işe yaramadı.

Uykusuz ve yorgundum.

Havasız ve sıcak kalan salonun pencerelerini açtım.

İçeri dolan serin havayı ciğerlerime çektim.

Eşim ve çocuklar derin uykudaydılar.

Hele oğlumun dudaklarını sündüre sündüre uyumasını seyretmek bir ara beni rahatlattı.

Gözlerim nemlendi baktıkça.

Geçmişin bıraktığı üzücü acı etkiyi vücudumun tüm hücrelerinde hissetmiştim.

O acı ki bir humma ateşi gibi vücudumu sarıp sarmalamış, sıkıca tutunduğu yerde kıpırdamaz olmuştu.

Recep ve ailesinin ve diğerlerinin duyumsadığı yıkıcı ateş daha etkili olmalıydı.

Yanına gittiğimde ananın yüzü öfkeyle gerilmişti.

Göz pınarlarında her an dökülmeye hazır yaşlar birikmişti.

Şaşkınlık ve kızgınlıkla etrafa bakışları korkutucuydu.

Yaşadıkları çaresizliği, öfkeyi ve şaşkınlığı birileriyle paylaşmak, belki de biraz ferahlamak istiyorlardı ama yaşanan onca acı unutulacak gibi değildi, hele de çok sevdikleri oğullarını bir daha göremeyecek oldukları için.

Yeryüzünün değişik coğrafyalarında yaşanan benzeri acıları da hatırlatıyor yaşananlar.

Benzerliği pek olmasa da geçmişle gelecek arasında sıkışıp kalan hayatları da sorgulamak durumunda kalıyor insan.

Diğerlerinin varlığından çoğu kez bir kamyon kasasında, konteynerlerin içinde üst üste; karlı, buzlu dağ yollarında donma riskiyle, savaşlardan, zulümden, ayrımcılıktan, canına kast edenlerden kaçarken yaptıkları ölümcül yolculuğun hayatlarını karartmasında; ya da denizin ortasında batan bir teknede yaşamlarını kaybettiklerinde veya kentlerin kenar mahallelerinde, onbeş- yirmi kişi bir arada paylaştıkları odada çıkan yangında öldüklerinde haberimiz oluyor.

Zulüm suçsuz ve savunmasız insanları vuruyor.

Geride kalanları amansız acılarla baş başa bırakarak yapıyor bunu. Zulümden kaçan bir sığınmacının hayatını kaybetmesiyle, bir gözü dönmüş cahilin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybedenlerin hiç farkı yok.

İkisi de yaşama, yaşamın kutsallığına kast edenlerin ortaya çıkardığı bir sonuç.

İkisi de insan haklarına vurulan bir darbe.

Düşüncelerin ağırlığı altında geçen dakikalarda susamıştım, içim yanıyordu, yüreğim fena halde çarpıyordu.

Bunca yıllık yaşamımda kendini bilmez biri yüzünden bu duyguları yaşayacağım hiç aklıma gelmezdi.

Açık pencerenin yanına giderek serin havadan derin bir nefes daha almak için ayağa kalktım.

Biliyordum ki her ölüm erken ölümdü.

Fidan gibi delikanlı kara toprağa girmişti.

Hiçbir şey olmamış gibi davranmak olanaksızdı.

İnsan tanıdığı birini kaybederse, akrabası dahi olmasa etkileniyordu. Benzer olayın kendi başımıza geleceğini düşünmek ise yıkıcıydı.

Bu bağlamda anaya ve ailesine, Recep’e zor günlerinde destek vermek aklı başında herkesin görevi olmalıydı. 

Bazen hayat o kadar zordur ki, insanın nefesi kesilir.

Dayanılması çok zor olan acılarla yüzleştirir.

 

4 yorum:

  1. Haklısınız, "Her ölüm erken ölüm". Ölümün nedeni, şekli, zamanı bilinmese de her yaştan, her cinsten ölüm can yakıyor, insanı acılara sürüklüyor. Bazen yolunu şaşırmış bir kurşun, bazen bir cinnet sonucu bazen sadece o topraklarda doğmamış olmak. bir görünmez kaza, bir hastalık...
    Her ölüm beni hırpalar, bazen kafamda öyküler, şiirler yazarım. Nice olumsuz duyguyu aynı anda yaşarım.
    Sağlık ve mutlulukla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her kim yardıma muhtaçsa ona yardım etmeli.
      İnsanların, yerinden yurdundan olmasına sebep olan olaylar, insanın insana yaptığı en büyük haksızlık ve zulümdür.
      Duyarlı insanları, hele de ömrünü iyiliğe adamış olanları bu ve benzeri durumların tedirgin emesi kaçınılmazdır.
      Sağlık ve mutlulukla.
      Şiir ve öykülerinizi yazmaya devam edin.
      Saygıyla.

      Sil
  2. Merhabalar Hüseyin Hocam.
    Dünyanın her tarafında zulmün, suçsuz ve savunmasız insanları vurduğunu ve vurmaya da devam ettiğini duymaktayız ve görmekteyiz. Söz konusu zulmün durdurulması ve zulme bir son verilmesinin, zulme karşı olmaktan geçtiği hepimizin malumudur.

    Zalimler ancak güçlerinin yettiği mazlum toplumlara zulmederler. Yeryüzünde mazlum toplumlara karşı uygulanan zulmün son bulması dileğimle birlikte sağlıklı ve hayırlı günler dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Bey,
      Yorumunuza aynen katılıyorum.
      Yeryüzüne huzur ancak zalimlerin olmadığı zamanda gelir.
      Selam ve saygıalrımal.

      Sil