15 Şubat 2022 Salı

UZAKLARDA KALAN BİR FOTOĞRAF KARESİ (4)


 

Bir genç kızın en büyük sırdaşı annesidir derler ya. Kim bilir belki de duygularını annesine söylemiş çare nedir diye sormuştur. Yaşadığı baba ocağında sevincini de hüznünü de paylaşacağı başka kim olabilirdi ki anneden gayrı.

Yine de Sinan kendi kendine sormadan edemiyordu. Acaba Aslı duygularını annesine söylemiş olabilir miydi? Annesi de olan biteni babasına mı söylemişti? Aslı da babası tarafından ağır bir cezaya mı çarptırılmıştı?

Sinan için bu soruların cevabı birer muammaydı. Sinan neler oluyor diye okulda Aslı'nın yüzüne bakıyor, soran gözlerle olan bitenleri anlatmasını istiyordu. Aslı ise suskundu. Sinan'ın ısrarlı bakışlarına karşı sessizliğini bozmadı. Hiçbir şey söylemedi. Aslı'da ki bu değişiklik karşısında cevabını veremediği sorularla baş başa kalan Sinan Aslı'ya bir şey sormadı.

Aslı kendisi anlatmak istemediğine göre sormak da gereksizdi.

Sinan da sessizdi artık. Tek bir ses etmek, tek bir nefes bile almak istemiyordu onsuz. Aslı'nın içinde kopan fırtınaların neler olduğunu hissedebiliyordu. Delice çarpan o yüreğin suskunlaşmasının bir sebebi olmalıydı.

Ve Sinan duygularını bir mektupla Aslı'ya yazmaya karar verdi. Yazarken duygusal anlar yaşıyor, kalem tutan eli titriyordu. Ama yazmak zorundaydı, yazmalı bir şekilde içini sevdiğine dökmeliydi.

" Sevgili Aslı...

Bu satırları okuduğunda aramızda hiçbir mevzu kalmadığını anlayacaksın. Bunun sebebi de günlerdir içinde bulunduğun suskunluğun, olan bitenleri ısrarla anlatmaktan kaçınıp beni yok saymandır. Bilesin ki, eğer bu tavrın devam ederse, beni bir daha asla göremeyeceksin. Aramızdaki sevgiyi ömrüm boyunca unutmadan yüreğimde taşıyacağım. Ama bu yaklaşımını da unutmayacağım. Son günlerdeki suskunluğunun sebebini gelip bana anlatabilirdin. Annem ve babam bizim birbirimizle konuşmamızı, yan yana gelmemizi istemiyor diyebilirdin. Senin baban fakir bir çiftçi, benim babam bir öğretmen, bu nedenle aramızda dağlar kadar fark var diyebilirdin. Ben kuru soğan pilava talim etmek istemiyorum diyebilirdin. Ben bugüne kadar seninle dalga geçtim, sen yoluna ben yoluma diyebilirdin. Ben bunları anlardım. Ama suskun kalman, anlatmaman beni oldukça sarstı. Şunu bilmelisin ki, üzeri örtülmüş bir sevgi yerini ancak başka bir sevgiye bıraktığı zaman unutulur. Ve gün gelir, bu hikayenin gerçeğini emanet edebileceğin, yüreğini yaralayacağın bir tek insan bulamazsın. Günlerdir içinde bulunduğum durum artık beni umutsuzluğun en koyusuna itiyor. Kendi kendime diyorum ki, Aslı bana bunu neden yapıyor? Neden benimle ortada bilmediğim bir durum nedeniyle konuşmaktan, yan yana gelmekten kaçınıyor? Hayatım boyunca fakir bir ailenin çocuğu olarak yaşadım. Ve inan ailemle her zaman gurur duydum. Fakir bir ailenin çocuğu olmaktan asla gocunmadım.

Sevgili Aslı...

Bilesin ki su ateşten korkmaz. Çektiğim acıları yüreğime gömmesini de bilirim. Son günlerde artık nefesim kesiliyor. İçime çektiğim her nefes, etrafta gördüğüm her şey beni boğmaya niyetlenen, bir sırdan, bir yalandan ibaret sanki. Susmak çözüm değil. Hiç bir dönemde de çözüm olmadı. Sadece yaşananları unutturmaya, yok saymaya imkan sağladı. Unutmak ve unutturmak da o kadar kolay değil. Şayet susmasan konuşsaydın, sana şöyle haykırırdım; seni anlıyorum, belki de, seninle nefes alacak zamanım olmayacak artık. Lakin, bir hikayeyi saklamış olmak, insan yüreğine ağır bir yüktür ve o yükü sen ömür boyu çekeceksin. O yük seni hiç bir zaman terk etmeyecek. Her nereye gidersen git, her ne yaparsan yap ömrün boyunca o da seninle gittiğin yere gelecek. Asla senden ayrılmayacak. Gün gelecek güvenmeyi de, inanmayı da unutacaksın. Ve emin ol birileri sana ne güvenmeyi ne de inanmayı verebilecek. Ellerinde tuttuğun bu mektubu hep hatırlayacaksın. Yarım kalmış bir hikayenin ağırlığı  ruhunu asla terk etmeyecek, hep gelgitlerde yaşayacaksın. Ruhumun ıssızlığına rağmen seni artık uzaktan seyredeceğim Henüz kabullenemediğim bu durumun kıyısında iz bırakmadan yürümeye çalışacağım. Sana kırılmadım, sadece kızgınım. Bilmeni isterim ki yarım kalan bu hikayenin içinde tüm boşlukları ve yalnızlıkları toplayıp üşümeye devam edeceğim "  

Sinan mektubu vermesi için Aslı'nın samimi olduğu Ayşe'ye verdi. Ayşe ne olup bittiğinin farkında bile değildi. Sinan'ın uzattığı zarfı aldı.

3 yorum:

  1. Merhabalar.
    Sinan'ın Aslı'ya yazdığı mektup çok ağırdı. Aslı suskun kalıyorsa, Sinan Aslı'ya yaklaşaydı ve suskunluğunun nedenini mektupla değil, dünya diliyle soraydı. Mektup yazmak, konuşmaktan kolaydır.

    Her şeye rağmen, hikaye güzel gidiyor hocam. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep bey,
      Sinan Aslı 'ya yaklaştı. Neler oluyor diye soran gözlerle defalarca baktı.
      Aslı ise tek kelime dahi etmeden sürekli uzaklaştı.
      Sorsa dahi cevap alamayacağını gören Sinan çaresiz kaldı.
      Ağır sayılacak bu satırları kaleme aldı.
      Aslı' nın babası aynı okulda öğretmen.
      Aslı' ya öğrenciler içinde bir şey de soramaz.
      Ters bir cevap alma riski var.
      Aslı'nın arkadaşları yanında.
      Kısacası Sinan çaresiz kalıp mektup yazmak zorunda kalıyor.
      Selamlar

      Sil
  2. Edebi değer taşıyan bu mektuplar insanın en zayıf ve bir o kadar da en sıcak noktası olarak görüyorum. Çok güzel ifade edilmiş.. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil