9 Şubat 2022 Çarşamba

UZAKLARDAKALAN BİR FOTOĞRAF KARESİ (3)


 

Sinan Aslı'nın elini bırakmadı uzun bir süre. Yüreği kor gibi yanıyordu. Sinan Aslı ile ne konuşacağını bilmiyordu. Aslı'da Sinanla aynı hisleri paylaşıyor olmalıydı ki onun da sesi çıkmıyordu.

Aslı ve Sinan ağaçların gözlerden uzak köşesine doğru yavaş yavaş yürümeye başladı. Bu öyle sessiz bir yürüyüştü ki her ikisi de o uzak köşede bir daha geriye dönmemek üzere kalmak istiyordu. Birbirlerine söylemeseler de, her ikisinde de ortak bir duyguydu bu.

Sinan aklından geçen onlarca düşünceyi bir anlığına bırakıp göz ucuyla Aslı'ya baktı. Onun ve kendisinin yaşadığı bu azap dolu anların etkisiyle ağaçların arasında attığı adımlar halsizleşiyordu.

Aslı'nın da Sinan'ın da gözleri kızarmış, ağlamamak için kendilerini zor tutuyorlardı. Sinan Aslı'ya sıkıca sarıldı. Bir daha ayrılmamacasına öyle kalmak istiyordu. Fakat kader ağlarını bir kez örmüştü. Umutsuz ve çaresizdiler.

Aslı Sinan'a dönüp, "bir şey söylemeyecek misin?" diye sordu.

Sinan hissettiği hiç bir şeyi Aslı'dan gizlemeye niyeti yoktu.

"Ne söyleyebilirim ki Aslı. Hayat acımasız, insanlar ön yargılı. Bizler ise o hayat içinde kayıp giden iki yıldız gibiyiz. Günlerdir içinden bir türlü çıkamadığım derin düşünceler artık beni bunaltıyor. Her gece sokaklarda geç saatlere kadar yürüyor, evinizin penceresinde son ışık da sönene kadar bekliyorum. O bekleyişlerde, gecenin ayazında ailemin kim olduğunu sorguladım. Senin ailenin de kim olduğunu sorguladım. İçinde bulunduğumuz durumu düşündüm. Ve aramızda bulunan aileler arası derin uçurum nedeniyle hiç bir zaman gerçek yanıtı bulamadım. Gerçek olan şu ki benim ailem kırsalda beden gücüyle ekmeğini taştan çıkarmaya çalışan bir aile. Senin baban okulumuzda görev yapan bir öğretmen. Beden gücüyle ekmeğini kazanmanın ne olduğunun pratikte farkında değil. Senin ailenin yaşantısı ile benim ailemin yaşantısı arasında dağlar kadar uçurum var.

Ben yoksulluğun, çaresizliğin içinde büyüdüm. Sen ise belki de bu anlamda yoksulluğun ne olduğunu yaşamadan büyüdün. Biz birbirimizi seven iki insanız. Ama  baban bizim bir araya gelmemizi asla kabul etmez. Bunu sende biliyorsun."

Aslı bu sözler üzerine başını öne eğdi. Sinan haklıydı. Babası ve çevresi buna asla razı olmazlardı. Babası razı olacak olsa bile, dar kalıplar içinde yetişmiş olan amcaları sorun çıkarırdı. Aslı çaresizdi. Umuda dair söyleyecek tek bir sözü yoktu.

Sinan Aslı'nın gözlerinin içine baktı. Aslı'nın gözlerinin de, kendisi kadar çaresiz ve yalnız olduğunu hissetti. O gözlerde bir ağırlık, bir umutsuzluk gizliydi.

"Haklısın Sinan, ne diyebilirim ki. Bizim gelecekteki hayatımız ne yazık ki birilerinin vereceği, kendilerince doğru olduğunu düşündükleri kararla şekillenecek. Bu çok acı verici bir durum."

Sinan başını öne eğdi, sesini çıkarmadı, ne diyebilirdi ki. Yaşanacakları Aslı'da kendisi de biliyordu. Kavuşmaları çok zordu. Geleceğe dair umut ışığını da kaybetmişlerdi. Zihinleri yorulmuştu. Sinan biraz olsun zihninin rahatlamasını istiyordu. Çünkü, aylardır bocaladığı, bir türlü ne olacağına karar veremediği bir çıkmaz içinde bulmuştu kendisini. Ne gecesi vardı ne  gündüzü.

Direnç ve mücadelenin kırıldığı, umudun umutsuzluğa, suskunluğun sevimsizliğe büründüğü günler bir biri peşi sıra geçip gitti.

Aslı, eskisi gibi bahçenin uzak köşesinde her zaman göz göze gelip konuştukları yere gelmez olmuştu.

4 yorum:

  1. Merhabalar.
    Niye bizim ülkemiz böyle? Neden bizim sevdalarımız hep kara, ak sevdamız olmayacak mı bizim?
    Öykülerimiz de ister istemez gerçek hayatlarımızı yansıtmak durumunda kalıyor.
    Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen doğru dersin Recep bey.
      Bu topraklarda yüzyıllardır devam eden çile, acı, gözyaşı, umursamazlık, babaerkil aile kültürü, zengin fakir ayrımı, çocuklara söz hakkı tamınmaması, feodal kalıntılardan kurtulamama, berdel ve aile meclisi kararları, dediğim dedik çaldığım düdük anlayışı vs bertaraf edilmedikçe benzer yaşamlar devam edeceğe benzer. Selamlar saygılar.

      Sil
  2. Bu hüzünlü hikaye bugün 14 şubat sevgililer gününü daha bir anlamlı hale getiriyor..Emeğinize sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Ertuğrul bey,
      Haklısın. Güzel ve anlamlı bir yorum yaptınız.
      Selamlar saygılar

      Sil