26 Kasım 2024 Salı

12 Kasım 1914 ve sonrası Sarıkamış Harekâtı - 1


 

Sarıkamış muharebelerinde bir emirle binlerce askerin tipi altında dağlara sürülüşü. Tarihimizin İbretle okunması ve bilinmesi gereken bir sayfası. Yeteneksiz ancak yetkili birinin on binlerce insanın hayatını nasıl tehlikeye atabileceğinin ve bir devleti nasıl yok olmanın eşiğine getireceğinin ders alınacak öyküsü.

Yıllarca öğretmenlik yaptım. Binlerce öğrenci yetiştirdim. Sarıkamış yöresinde Allahuekber dağlarında düşmana tek kurşun atmadan şehit olup kara toprağa düşenlerin hazin hikayesi hep içimi yaralamıştır. Öğrencilerime konuyu anlatırken oluşan hüznü saklamanın çabasını yıllarca sürdürdüm.

Sarıkamış’ın benim için diğer bir önemi ise dedemin canından çok sevdiği kardeşinin yöredeki  Allahuekber dağlarında bir daha geri gelmemek üzere bu dünyadan göçüp gitmesi, şehit olmasıdır.

Yıllarca onun gelmesini bekleyen insanların anlattıkları ile büyüdüm. Aşağıdaki satırlarda, devletin kapalı kapılar ardında yapılan anlaşmalarla Birinci Dünya Savaşı’na sokuluşunu, savaş alanından binlerce kilometre uzakta, 90 bin şehidimizin acı kaderinin nasıl adım adım belirlendiğinin ibret dolu oluşumunu okuyacaksınız.

Sarıkamış faciası ile ilgili araştırmalar son yıllarda yoğunlaşmıştır. Sarıkamış’ta yoğun kar, tipi ve kış şartlarında hayatını kaybedenlerin resimlerinin büyük bölümü Ruslar tarafından çekilmiştir. Kendi arşivlerimizde ısrarlı araştırmalara ve kaynakların taranmasına rağmen sadece bir tek resim bulunabilmiştir.

Aşağıdaki satırlarda Osmanlı İmparatorluğunun, Birinci Dünya Savaşı'na nasıl adım adım sokulduğunu göreceğiz.

“Padişahım çok yaşa” nidaları ile yer gök inliyordu İstanbul’da. Selimiye kışlasından hep bir ağızdan yükselen sesler daha sonra Maltepe, Maçka ve Davutpaşa kışlalarında bulunan askerlerin de katılması ile; Üsküdar’da, Boğazın kıyılarında, Beyazıt meydanında, Topkapı ve Karaköy’den Haliç’e kadar olan geniş alanda yankılanıyordu.

Kışlaların yanısıra savaş gemilerinden bando, davul ve zurna sesleri yayılmaya başlamıştı. Kışla avlusu duvarlarının dibine, deniz kıyılarına toplanan halk olağanüstü bir şeyler olduğunu seziyor, günlerdir dolaşan söylentilerin etkisiyle “Hayırdır İnşallah diyerek dualar fısıldaşıyordu…

./..

4 yorum:

  1. Sarıkamış Harekâtı, Sarıkamış Faciası, Sarıkamış Destanı olarak farklı isimlendirmelerle, değişik kitaplarda okumuştum Hüseyin Öğretmenim. O mücadeleye delikanlı çağındaki lise öğrencilerinin bile katılması, soğuklarda donarak ölmeleri, ve o yıl bazı liselerin mezun veremeyişi savaşların acımasız yanını çok etkileyici olarak vurguluyor.
    Beşinci paragrafta belgelerden söz ediliyor. Tarih yazanların gerçek belgelere ulaşması ne kadar zor. Biyografilerde bile yanılma payı olabiliyor. Herhalde çok yönlü, tarafsız yargılar ve belgeler gerçekten önemli.
    Esenlikler dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Makbule öğretmenim.
      Sarıkamış harekâtı ile ilgili bir çok farklı kaynak var. Farklı da olsa gerçeği destan olarak dillendirmek doğru değil bence. Savaşa lise öğrencilerinin da katılması, 90 bin askerin yazlık kıyafetleriyle Arabistan çöllerinden getirilip karakışa Allahuekber dağlarında kurban edilmesi gerçeğini değiştirmez.
      Kaldı ki, Alptekin Müderrisoğlu'nu (SARIKAMIŞ DRAMI) kitabında verilen bilgiye göre ilgili savaşla alakalı Enver Paşa 'nın her türlü haber ve yayını yasaklayarak dramı unutturmak istemesinin rolü olduğu bilgisi veriliyor.
      Saygı ve selamlarımla.

      Sil
  2. Merhabalar.
    Önce Sarıkamış Harekatında tek bir mermi bile atmadan canını kaybeden vatan evlatlarını rahmetle, saygıyla ve minnetle anıyoruz.
    Ancak, Osmanlıyı Birinci Dünya Savaşı'na sokan Alman hayranı Enver Paşa'yı da asla affetmemekle birlikte ona hakkımızı da asla helal etmeyeceğiz. Tarihi konuda tam bir bilgi sahibi değilim ama, Osmanlıyı savaşa sürüklediğini ve soktuğunu padişah bile sonradan öğrenmiş gibi bilgiler var.
    Bizleri üzen bu tarihi olayla ilgili yaptığınız paylaşımlar bizim için çok değerlidir. Bu vesileyle kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Bey,
      Maalesef tarihte pek çok yeteneksiz, uzağı göremeyen devlet adamlarının yaptıkları tarihin tozlu sayfalarında yerini almış durumda...
      Selam ve saygıalar

      Sil