Gözlerinden
yansıyan hüzünlü bakış, gelecek konusundaki umutsuzluk, çaresizlik ve
kararsızlık karşısında ne diyebilirdim ki. Ne onun ailesinden destek olabilirdi
ne de benim ailemde bir atılım. Hiçbir şey istenildiği gibi olmuyordu. Bir
yandan yoksul bir aile, diğer yandan baskıcı bir baba ve çocukları. Bir yandan
küflenmiş fikirler, diğer yandan geleceğe dair umut dolu bakışlar. Yaşamın
gizem dolu labirentleri içinde bocalayan bir çift yürek.
Direnç ve
mücadelenin kırıldığı, umudun umutsuzluğa, suskunluğun sevimsizliğe büründüğü
günler bir biri peşi sıra geçip gitti.
Eskisi gibi
bahçenin uzak köşesinde her zaman göz göze gelip konuştuğumuz yere gelmez
olmuştu.
Bir genç
kızın en büyük sırdaşı annesidir derler ya. Kim bilir belki de duygularını
annesine söylemiş çare nedir diye sormuştur. Yaşadığı evde sevincini de hüznünü
de paylaşacağı başka kim olabilirdi ki anneden gayrı.
Annesi olan
biteni babasına mı söylemişti. O da babası tarafından ağır bir cezaya mı
çarptırılmıştı.
Sormadım.
Anlatmak
istemediğine göre sormam da gereksizdi.
Sessizdim artık
bende. Tek bir ses, tek bir nefes bile etmek, almak istemiyordum onsuz. İçinde
kopan fırtınaların neler olduğunu hissedebiliyordum. Yanımdayken delice çarpan
o yüreğin suskunlaşmasının bir sebebi olmalıydı.
Bir toz
bulutu vardı dışarıda, rüzgarla göğe çıkan toz toprak, güneşe hasretim şu
anda...
Ah ...
Artık bahçenin
o köşesinde yalnızdım.
O uzak
köşede sırtımı duvara vermiş düşünüyordum. Kuşku ve tedirginlik içinde kıvranıp
avuçlarımı kan ter içinde kalırcasına sıkıyor sıkıyordum.
Gözlerimin
etrafı morarmıştı.
Ve o
morartı hiç bir zaman kaybolmadı.
Beklenmedik
bir yağmurun ılık ama serinletici damlalarına nasıl söz anlatılamazsa bende yüreğime söz anlatamıyordum. Gülümseyen
gözlerle bana uzanacak o ince narin parmakları hayal ediyordum. Eskiden teneffüslerde
geleceğe dair nasıl dertleşirdik, yine öylesi bir rahatlıkla dertleşelim unuttun mu... Birbirimize anlatacağımız
çok şey var oysa ki demek istiyordum.
Lakin,
saçlarını delice bir yel dağıtırken içimdeki acıdan habersizdin. Belki de o
acıyı hissetmek istemiyor, nasıl bir hüzün ve ızdırap içinde olduğumu hesap
edemiyordun. Anlayamadığım şey ise olan bitenleri anlatmaman, anlatmadan uzak
köşelere kaçıp saklanman.
Bu halinle
damarıma olanca gücünle basıp acıttığının farkında bile değilsin. Farkında
değilsin içten içe yüreğimi yakan gözyaşlarının.
Suskunluk, umudun umutsuzluğa dönüşmesi, belirsizlik her zaman yıpratıcı, üzücü.
YanıtlaSilUmarız bir kitabın temeli hazırlanıyor Hüseyin Hocam. Ne güzel.
Doğru dersin hocam. belirsizlik her daim yıpratıcı olduğu kadar kalıcı sonuçlarda doğuruyor ne yazık ki.
SilYorumunuz için teşekkür eder saygılar sunarım.
Merhabalar.
YanıtlaSilGelecek konusunda umutlarını yitirmiş, çaresiz ve kararsız kalmış insanlarımızın umudu olmak, çaresizliklerini gidermek ve onları artık güzel sonuçlara ulaştıracak kararlar almalarında onlara köstek değil destek olmak gerekiyor. Yeryüzündeki en değerli varlık önce insandır. İnsanların umutlarına, beklentilerine, hayallerine ve sevdalarına saygı duyalım. Göz açıp kapayıncaya kadar geçecek üç günlük ömrün heba olmasına seyirci kalmayalım.
Kaleme alıp bizlerle paylaştığınız bu giriş, Makbule Abalı'nın dediği gibi bir kitabın temeli midir?
Selam ve dualarımla.
Merhaba Recep Bey,
SilBu güzel yorum için teşekkür ederim.
Hayırlısı bakalım.. henüz bir şey yok.
Deneme türünde bir kaç yazıdan bir tanesi bu...
Selam ve saygılar.