Bulutsuz
gökyüzü altında Ağustos ortasına özgü, insanın vücudunu terden usandıran sıcaklar
hakim. Güneş binaların arasına yansıyor. Sabah saat dokuz. Yolda yürüyenleri
binaların gölgesine hapseden bir sıcak dalgası yüzümüze çarpıyor.
Metrobüs
durağına kadar gölgeleri takip ederek yürüyoruz. Bunaltıcı havanın etkisiyle çok
da ağır olmayan valiz gittikçe ağırlaşıyor. Otobüse bindiğimizde alnımızda
biriken teri mendille silmemiz işe yaramıyor. Çünkü otobüsün kliması yeterli
gelmediğinden bunaltıcı havanın etkisi geçmiyor.
Sıcak hava
nem ile ortaklaşa sokakta yaşamı zorlaştırıyor.
Geçen ay
Ankara'da yeğenimin düğününe gitmek için Sabiha Gökçen Havalimanına doğru Bahçelievler'den
yola çıktık. Özel araç ile o yolu gitmenin bir anlamı olmayacaktı. İstanbul
trafiğinin azizliğine uğramanın kaçınılmazlığı uçağı kaçırmamıza neden
olabilirdi.
Bu bağlamda
en iyisi Uzunçayır'a kadar Metrobüs ile gitmek, oradan da Sabiha Gökçen
Havalimanına giden otobüse binmekti.
Sabah
dokuzda yola çıkıp saat on iki de havaalanına varmak bıktırıcı olmuştu. Çıkış
kapısında gerekli işlemleri yaptırıp uçağa bindiğimizde bir saatlik zaman daha
geçmişti.
Sıkıntıdan
ve stresten iyice bunalmıştık. Yaklaşık yirmi dakikalık rötarın ardından kalkan
uçak yarım saat sonra Ankara Esenboğa Havalimanına indi.
Ankara
İstanbul kadar bunaltıcı olmaz en azından nem azdır düşüncesi uçaktan inip
binadan dışarıya çıktığımızda yanıldığımızı bize gösterdi. Bozkırın sarı sıcağı
bunaltıyordu.
Havaalanından
Ankara Kızılay'a Beltur otobüsü ile gittik. Oradan da Sincan'a gitmek için
Emekli Sandığı Genel Merkezi'nin önünde kalkan otobüslerin bulunduğu durağa
yöneldik. Lakin ilgili cadde boyunca mavi minibüslerin sıralandığını
otobüslerden eser olmadığını gördük. Sorduğumuzda altı ay kadar önce alınan bir
kararla belediyenin o durağı iptal ettiği söylendi.
Tek çıkış
yolumuz kalıyordu. Sıhhiye'de bulunan Adalet Sarayı'nın önünden kalkan Sincan
otobüs durağına gitmek.
Bindiğimiz
taksi biz durağa getirip bıraktı. Bu seferde otobüs bileti sorunu çıktı karşımıza. Toplu taşım
araçlarında kullanılan kartım olmasına rağmen içinde yeterli para yoktu. Duraktakilere
nereden doldurabiliriz diye sorduk. Metroyu işaret ettiler. Bıkkınlık veren bir
durum devam ediyordu.
Sıcağın
etkisiyle metroya gitmekten vazgeçtik. Özel Halk Otobüsüne bindik. Ankara Tren
Garı'nın olduğu güzergahta yapımı devam eden Ankara Büyükşehir Belediyesi
Kapalı AVM binasının önünde kapatılan yol nedeni ile servis yolundan giden
araçların yarattığı sıkışıklık sonucu bir süre de orada bekledik.
Sonuçta ne
mi oldu?
İstanbul'dan
sabah dokuzda evden çıkan biz akşam saat beş buçukta Sincan'a ancak ulaştık.
Adı da hava
yolu ile seyahat oldu!
Merhabalar Hüseyin Hocam.
YanıtlaSilİstanbul'u ve Ankara'yı çok güzel bir şekilde kaleme almışsınız. Evet her şey aynen anlattığınız gibi. Yani rezillik diz boyu. Siz de güya hava yolu ile seyahat yaptınız değil mi? Hava alanına gitmek bir dert, hava alanından gideceğiniz yere gitmek bir dert. Kısaca şehir içindeki kısa seyahatler bile baştan başa bir sorun.
Bunlar ne zaman düzelir, bizler de elin şeysi gibi rahat ve modern bir yolculuk yaparız bilmiyorum! Ankara'da eskisi gibi değil, nemi yok ama kavurucu ve bunaltıcı bir sıcağı var. Yeğeninize de mutluluklar dilerim. Allah mesut ve bahtiyar eylesin ve tamamına erdirsin inşAllah!
Selam ve dualarımla.
Merhaba Recep Bey,
SilYorumunuzla yaptığınız katkı için teşekkür ederim.
Evet maalesef metropollerde yaşamın zorluğu kadar ulaşımında zorluğu söz konusu.
Ankara bir bakıma İstanbul'un karmaşasından uzak.
Daha az nüfus ve geniş caddeleri var.
Yol kenarlarında yetişen ağaçların görselliği güzel.
Park sayısı oldukça fazla.
Sincan'da her boş alan park yapılmış.
Ankara'da daha önce kaldım.
Bu yıl ki sıcakları ilk defa yaşadım.
Kuru nemsiz bir bunaltıcı sıcak söz konusu.
Yeğenim için söylediğiniz güzel dilekler için ayrıca teşekkür ederim.
Selam ve saygılar.