İnsan her yaşında ve yaşamının her döneminde
bireysel ve toplumsal sorunlarla uğraşıyor. Sorunları bertaraf etmek, hayatını
sorunsuz bir şekilde geçirmek için çaba gösteriyor.
Kimi zaman bu çabasında başarı elde ederken kimi
zamanda çaresiz kalıyor.
Kaderin kargaşanın bitmediği ortama fırlatıp
attığı birey, yakın ve uzak coğrafyalarda yaşanan savaşların, zorbalıkların,
tiranca ideolojilerin özgürlüğünü tehdit ettiği bir zaman dilimini kendi iç
dünyasında yaşıyor.
İşte tam da dünyada kitlesel bir yıkım yaşanırken
kendi manevi ve ahlaki bağımsızlığını lekesiz korumak için mücadele veriyor.
Yakın ve uzak coğrafyalarda yaşanan tecavüz
olayları, tacizler bitmek bilmiyor. Daha dün Konya'da oturduğu binanın
asansörüne binmek üzere iken kendisini taciz edeni attığı çığlıklar ile
yakalatan kadının iddialarına karşı tacizcinin basın mensuplarının "kadına cinsel tacizde bulundunuz
mu?" sorusuna " Çek çek
iyice çek. Ne tacizi? Edep var adap var" diyerek küfürler etmesi işin
geldiği boyutun vahametini ortaya koyuyor.
Bayramın birinci gününde İstanbul Maslak'ta şort
giyen bir hemşire saldırıya uğradı. Güvenlik kameralarına yansıyan olayda
yediği tekme sonucu yüzünden yaralanan hemşirenin anlattıkları insanı dehşete
düşürüyor.
Belediye otobüsünde kısa şort giydi diye yüzüne
ansızın tekme atılan hemşirenin yaşadığı travma bir yana tekme atan çıkıp " her şey İslam hukukuna göre
oldu" diye kendisini savunuyor. İyide tekme atma hakkını sana kim
veriyor? Her önüne gelene tekme atma hakkına sahip misin? Çoluğumuz çocuğumuz
sokakta gezemeyecek mi sizin yüzünüzden bu ülkede?
Bu olayın yankısı sürerken, fiziki saldırı
boyutuna ulaşmasa da benzer bir olay Bursa Uludağ Üniversitesi metro
istasyonunda yaşandı. "25 yaşlarında
bir kadın ile 50 yaşlarında bir yolcu arasında yaşanan tartışma sırasında
yolcunun kadına 'şortlu kadının başına gelenleri biliyorsun, kes lan sesini'
" diyerek tehdit etmesi neler oluyor sorusunu bir kez daha gündeme
getirdi.
Tarık Akan'ın vefatı sonrasında arkasından yapılan
olumsuz yorumları da kabul etmek olanaklı değil. Tarık Akan'ı seversin ya da
sevmezsin. Düşüncesine katılırsın ya da katılmazsın. Kimse çıkıp da katıl yada
katılma demiyor. Sev ya da sevme demiyor. Lakin arkasından hakaret etmek niye?
Vefat eden bir insanın arkasından arsızca ve
utanmazca yorum yapanlarla aynı kulvarda olmadığımız kesin. Bu kadar baskı ve
ötekileştirmenin ne demokrasi ile ne de insan hakları ile bağdaşmadığı da.
Üzücü ve
istenmeyen durumlar yaşanıyor hala bu ülkede.
Adam çıkmış "perdesiz
ev ya satılıktır ya kiralık" diyebiliyor. "3 yaşındaki kız çocukları amcalarının yanında külotla
oturmamalı" diyebiliyor.
Adamlar 3 yaşındaki çocuktan tahrik oluyor mu demeli
bu durumda? Bu durum nasıl değerlendirilmeli?
Yaptıklarıyla ilginç profil sergileyen,
aydınlanmadan uzak, dar görüşlü, kendi kişisel egolarını pervasızca öne çıkaran
kişilikler insanların demokrasi ve insan hakları çerçevesinde bireysel
özgürlüğünü yaşamasını engelliyor.
Hocam ağzınıza sağlık. Çok güzel özetlemişsiniz. Bu adamlar bu hakkı kendilerinde görüyor, çünkü iktidarın başındakilerden cesaret alıyorlar.
YanıtlaSilsaygılarımla.
Necip Mirkelamoğlu "Atatürkçü Düşünce ve Uygulamada Din ve Laiklik" adlı eserinde , Atatürk ideolojisinin ana kaynağını şu sözlerle anlatıyor; "Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk Milleti ve bir de, milletler tarihinin bin bir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir."
SilBu bağlamda içinde yaşadığımız vatan topraklarında var olan yurttaşlarımızın hak ve hukukuna hep birlikte sahip çıkmalıyız. Doğru olmayan davranışlara müsamaha ile bakmamalıyız. Yasalar mağdur edileni korumalı, edene gerekli cezayı vermelidir ki bu tür davranışlar olmasın. Yönetici kadrosunda bulunanlar söylemleri ile bu davranışları ötelemeli benimsenmesini engellemelidir. Demem o ki bizim yolumuz bu azizi vatan ve içinde yaşayan insanlardır.
Saygı bizden. Selamlar.
Daha liseedeyken "Çözüm; problemi ortadan kaldıran yanıttır." diye ezberlemiştim. Bunların çözümü bence bu tekmeci tipleri 15 yıl hapis yatırmaktır. Bir daha kimse cesaret edemez.
YanıtlaSilMağdurun günahı ney? Şort giymek. İyi de şort giymek bu ülkede yasak giysi midir? Ne zamandan beri birileri kendini kılık kıyafet yasasının yerine koyar oldu? Burası Suudilerin hüküm sürdüğü, Afganların kadın taşladığı ülke değildir. Burası demokrasi ile yönetilen bir ülkedir. İnsanların giyim kuşamına karışılma malıdır. Birileri şortu benimsemezse diğeri de çıkıp kara çarşafı benimsemez. Doğru olan nedir? İnsanların birbirinin yaşam tarzına karışmaması, giyim kuşamına karışmamasıdır.
Sil