Dünyada öncelik insanlığını bilmek, insanca
yaşamaktır. Doğruluk, dürüstlük, hak ve adalet, eşitlik, diğerini ötelememek gibi ilkelere bağlılık insanlığın bir gereğidir.
Lakin işin özü bu olması gerekirken, bencilliğin,
ahlaksızlığın, üçkağıtçılığın tavan yaptığı durumlarla karşılaşmak insanım
diyenlerin vicdanını sızlatıyor.
Benzerlerine sıklıkla ülkemizde de rastladığımız
tehdit, tecavüz, ahlaksızlık olaylarına çeşitli ülkelerde de rastlamak şaşırtıcı
olmuyor.
Lanetliyoruz,
Allah belanızı versin diyoruz,
Vicdanı ve ahlakı olan bunları yapmaz, siz nasıl bir
ailede yetiştiniz, nasıl bir ortamda eğitim aldınız, sizin ananız bacınız,
eşiniz, çocuğunuz yok mu diyoruz.
Toplumca tepki veriyoruz lakin yaşananların önüne
bir türlü geçilemiyor.
İnsan hem kendine saygı duymalı, hem de diğerine.
Hastalıkların en belalısı başkalarına saygı
duymamaktır.
Başkalarına saygı duymayanlar, hayata akıllarıyla
bağlanamayan insanlardır.
Montaigne der ki "Doğru yol uğrunda kendimi
ateşe atabilirim; ama elden gelirse başkalarını yanmaktan korurum."
......
"Yer
Almanya,
Tarih 16 Ekim
2016
Almanya'nın
güneyindeki Freiburg kentinde tıp okuyan 19 yaşındaki Üniversite öğrencisi Maria Ladenburger bir öğrenci
partisinden ayrıldıktan kısa bir süre
sonra saldırıya uğrar, tecavüz edilir, Dreisam Nehri'ne atılır, genç kız
boğularak can verir.
Alman polisinin
çalışması sonrasında olayın detayları ortaya çıkar.
Olay yeri
yakınında bulunan Maria'ya ait bir şal üzerinden alınan örneklerde 17 yaşındaki
Afgan mültecinin DNA'sına rastlanır.
Güvenlik kamerası
görüntüleri sayesinde şüpheliye ulaşılır.
Afgan mülteci tek başına geldiği Almanya'da yaşı küçük olduğundan Alman bir ailenin yanına
verilmiştir.
Öldürülen genç
kızın mülteci merkezinde gönüllü olarak çalıştığı ve mültecilere yardım etmek
için çabaladığı olayın ayrıntılarında verilmekte."
Ortadoğu ülkelerinden, Afganistan'dan, Pakistan'dan,
Afrika ülkelerinden yaşadıkları toprakları bir şekilde terk edip; yolda
karşılaşacakları çeşitli zorlukları, ve ölümleri göze alarak Avrupa ülkelerine göç
eden, mülteci konumunda olan bu insanlar gittikleri ülkelerde de bildiklerinden
şaşmamakta direniyor olmalılar ki bu durumun yaşanılmasına neden oluyorlar.
Bir de utanmadan kendilerine yardım etmek için
çırpınanlara karşı yapıyorlar bunları.
Tarihe bakıldığında, Ortadoğu'da, Afganistan'da,
Afrika ülkelerinde insanların birbirleriye sürekli bir çatışma içinde oldukları
görülür.
IŞID'ın Suriye ve Irak topraklarında yaptıkları orta
yerde durmakta.
Yaptıkları insanlık adına bir şey yok.
Lakin tehdit, öldürme, tecavüz, ahlaksızlık diz
boyu.
Zorda kaldıklarında kaçıp sığındıkları yer Avrupa
ülkeleri.
Demek ki orada da rahat durmuyorlar.
İnsan olmanın gereği diğerinin haklarına saygılı
olmaktan geçer.
Bir insan kendi amacı için diğerine ihanet etmemeli,
akıl ve vicdanı ile hareket etmeli; ahlaklı, dürüst, doğru, insan haklarına
saygılı olmalıdır.
Bu yaşananlar bir kabus değilse ya nedir?
Genç bir kız saldırıya uğruyor, tecavüz ediliyor ve öldürülüyor.
Ülkemizde son aylarda yaşanan saldırı, tecavüz ve öldürmeler de insanın vicdanını sızlatıyor.
Suçu işleyenler ve hastalıklı hücreler hak etikleri cezayı almalıdır.
Bu yaşananlar bir kabus değilse ya nedir?
Genç bir kız saldırıya uğruyor, tecavüz ediliyor ve öldürülüyor.
Ülkemizde son aylarda yaşanan saldırı, tecavüz ve öldürmeler de insanın vicdanını sızlatıyor.
Suçu işleyenler ve hastalıklı hücreler hak etikleri cezayı almalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder