Hava sıcak, bunaltıcı.
Çelik ve camdan gökdelenlerin devasa varlığı da insanı bunaltıyor, yaşamı etkiliyor.
En çok da gidecekleri yere kanat çırpan kuşları.
Pencere kapalı.
Şehir dışarıda kalıyor.
Şehri kuşbakışı misali camdan seyrediyorlar.
O sırada cama bir kuş çarpıyor.
Boynunun kırılışını görüyorlar.
Gözlerinin içine baka baka Usulca kayarak yere düşüp ölüyor.
Çocuk ağlamaya başlıyor.
Diğeri, "neden ağlıyorsun", diyor.
Çocuk, "görmedin mi", diyor, "öldü, kuş cama çarptı ve gözlerimizin içine baka baka öldü."
Diğeri, çocuğa bakıp, "o kuşu senin, benim tercihim öldürdü" diyor.
Çocuk cevap vermiyor.
Diğeri, " o camı oraya, kuşun yoluna takarken düşünecektik. Onu senin, benim tercihimiz öldürdü." diye tekrar ediyor.
Merhabalar Hüseyin Hocam.
YanıtlaSilBöyle yapılarda bırakın kuşları insanlardan bile cama çarparak hayatını kaybedenler var. Ancak bu tür inşaatlarda camlara çarpmak suretiyle bir tatsızlık yaşanmaması için camlara şeritler yapıştırılarak bunun önlemi alınıyor.
Bir de madalyonun diğer yüzüne baktığımızda; yaptığımız yanlış tercihlerimizden dolayı hem kendimiz kaybediyor, hem de başkalarının kaybetmelerine sebep oluyoruz. Yanlış tercihlerimiz sonucu kaybettiğimiz şeylerin bedeli bazen ufak tefek olsa da bazen de çok ağır olabiliyor.
Selam ve dualarımla.
Merhaba Recep Bey,
SilYazdıklarınıza katılıyorum.
Şunu eklemek isterim.
Çelik ve camdan müteşekkil rezidanslarda yaşam,
Türk milletinin geleneksel yaşam tarzına zaten uymuyor.
Komşuluk ve mahalle dokusunu aramak beyhude.
Diğer yandan, benim burada vermek istediğim,
Devasa gökdelenlere gerek olmadığıdır.
Hem çevreyi, hem de canlı yaşamını tehdit ediyor bu yapılar.
O rezidanslarda yaşayanlar,
bilmem kaçıncı katta çevreden izole edilmiş vaziyetteler.
Onlarca kattan aşağıya inmek , olmayan bahçede dolaşmak.
Peh...
Kısacası gereksiz.
Son yıllarda bıtırak gibi çoğaldılar.
Betona yapılan yatırımın sonucun u da görüyoruz.
Selam ve saygılar..
Merhabalar Hüseyin Hocam.
YanıtlaSilYorumunuzda getirdiğiniz açıklamayla asıl meramınızın devasa gökdelenlerin hem insanımızın yaşam tarzına ters olduğu, hem de havada uçan kuşların özgür yaşam alanlarını daralttığı anlamında olduğunu anladım. Tabi ben satırları okurken geniş bir ufuk açısıyla değil de tek bir yöne odaklandığım için, asıl konuya vakıf olamadım. Evet Hüseyin hocam çok doğru söylüyorsunuz. Ama her nedense, hala bu rezidanslar teşvik ediliyor ve yapımcısına para kazandırıyor. Bunların önüne ancak devlet politikaları ile geçilir. Aksi halde, başı boş kalan tüccar zihniyetli, güya hizmet için var olduklarını söyleyen güruhun canlılara yaşam hakkı tanımama pahasına, para kazanma hırslarına yenik düşmeye devam edeceğiz.
Selam ve saygılarımla.