16 Mayıs 2019 Perşembe

DÜNDEN BUGÜNE



Tarih bir zaman makinesi gibidir.
Belleğinde geçmişin olaylarını, doğrularını ve yanlışlarını görmek mümkündür.
İnsanlık yüzyıllardır olayları kaydetmektedir.
Taşlara, deri üzerine, kâğıda vs. Kayıtlar sistematik olarak gerçekleştirilmiştir.
Böylece insan geçmişini ve geçmiş olayları, yaşamları öğrenme olanağına kavuşmuştur.
Günümüz teknolojisi ise önemli olayların yanı sıra yaşanan büyük küçük her türlü olayı anında tarihin hafızasına kaydetmektedir.
Bu bağlamda gerçekler tarihin belleğinde yer aldığı gibi olaylar ve sorumluları da o bellekte yer alır.
Gelecek kuşaklar da geçmişi öğrenme ve değerlendirme olanağına kavuşurlar.
Ne yapılırsa yapılsın o bellekte yer alan doğruları karanlık kuyuya göndermek olanaklı değildir.
Ha birde şu var;
 
sanıldığı gibi insanın korku kaynağı dünya, insanlar, yaşamın zorlukları benzeri şeyler değil, bizzat kendisidir.
İnsan kendi duygularından, kendi zaaflarından, kendi acılarından, kendi coşkularından ürker, yaşama her dokunduğunda; duygularının alevlenip onu yakacağından çekinir.

İşte bu yüzden kaçar yaşamdan, aşktan, öfkeden, hareketten, sevinçten, sevgiden ve kendisinden kaçar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder