Bizler Anadolu kadınını fotoğraftaki resimlerde olduğu gibi tanıdık.
Anadolu kadını hala benzer şekilde yaşamını devam ettiriyor.
Zorluklara eşi ile birlikte direniyor.
Çoluk çocuğunun geleceği için mücadele ediyor.
Kadını dört duvar arasına sokmaya çalışanlar mı haklı yoksa eşi ile birlikte tarlada, tapanda çalışan kadının davranışı mı doğru?
Kadının çalışma hayatına katılması, eğitim görmesi, toplumun ekonomik yönden gelişmesini sağlayacaktır.
Bakınız "Gazali" kadını nasıl değerlendiriyor: "Kadın evinde oturup yününü örmeli ve ev işleriyle meşgul olmalıdır. Yüksek yerlere çıkıp etrafı uzun boylu gözetmemeli, komşulara, gelen geçene bakmamalıdır...."
Karda kışta çalışan, tarlada tapanda çalışan kadınlar mı doğruyu yapıyor, yoksa Gazali mi doğruyu söylüyor?
Bunların yüzyıllarca kadına bakış açısı bu...
Bu zihniyet ile yan yana olmayı doğru bulmuyorum, onlar yoluna bizler yolumuza, bizler yolumuza Atatürk 'ün benimsediği kadın erkek eşitliği bağlamında devam edeceğiz, kadının dört duvar arasına sıkışıp kalması bizim düşüncemizle bağdaşmaz, bizler Anadolu'da evinin her türlü işini eşi ve çocukları ile birlikte yapanların doğru davrandığı düşüncesindeyiz..
Bizim kadına bakış açımız her daim kadının bilgisi , yaptığı işe olan inancı , çalışkanlığı , vicdanı, merhameti ve sevgisi bağlamındadır.

Merhabalar.
YanıtlaSilEvet Hüseyin hocam, Anadolu kadınlarımız: Sabahın altısından akşam altıya kadar bahçelerde, tarlalarda çalışırlar, eve döndüklerinde soluklanmak bir yana, otlaktan hayvanları geri getirip onları sağmak, bahçeyi sulamak, akşam yemeği hazırlamak, çocuklarla ilgilenmek, makinesiz bir şekilde bulaşık çamaşır yıkamak, odun fırınında ekmek yapmak, çay demlemek ve servis yapmak, çocukları yıkamak ve ertesi gün okula hazırlamak, yarının yemeklerini hazırlamak gibi bir güne sığmayacak işlerle başetmek zorundalar.
Şimdi Gazali, Anadolu kadınının yaşantısı hakkında bilgi sahibi olsaydı, herhalde kadını sadece dört duvar arasındaki işlere mahkum etmezdi.
Sayın hocam, siz de bilirsiniz ki yeryüzündeki tüm dinlere; dinlerden nemalanan insanların arzularına göre şekil verilmiş. Kadına özel hallerinde oruç tutturmuyorlar, namaz kıldırmıyorlar, cinsel münasebet de yasaklanmıştır. İşte Kur'an'da ki açıklaması: Adet halinde cinsel ilişkide bulunmak, ayetin açık ifadesi gereği haramdır (Bakara 2/222). Lohusalık da aynı hükme tabidir. Böyle bir ilişkide bulunan kimsenin bu günahından tövbe ve istiğfar etmesi gerektiği gibi belli bir miktar (âdetin ilk günlerindeki ilişki için 4,009 gr. son günlerindeki ilişki için bunun yarısı miktarda altın) sadaka vermesi de tavsiye edilmiştir. Bakın işlerine gelmeyen yasakları delmenin yollarını altın sadaka vererek nasıl da meşru hale getiriyorlar.
Binaenaleyh, kadınlarımız da aynen erkekler gibi eşit haklara sahiptirler.
Dinleri tahakkümü altına alanlar, istedikleri kadar kadınları saklamaya çalışsın, kadınlarımızın yeri erkeklerin yanıdır.
Selam ve saygılarımla.
Merhaba Recep bey
SilYazdıklarınıza aynen katılıyorum.
Kadınların yeri bellidir. Her daim var olsunlar. Gereken önem kadın haklarına verilmelidir.
Selam ve saygılar.