Yaşamımızda
önemli yer tutan önemli günler vardır. Düğün ve nişan törenleri, askere
uğurlama törenleri, milli ve dini bayramlarımız gibi. İnsan yaşamında bazıları
bir kez yaşanır. İkinci kez istense de yaşanmayacak günler vardır.
Askere
bir kez gidilir misal, aynı kişinin düğünü de nişanı da olasılıkla bir kez
yapılır. Eğer boşanıp da tekrar evlenmeye kalkmamışsa. Hoş ilkinin yerini
tutmaz ikincisi ya neyse.
Gelen
davet üzerine eşimle birlikte yeğenimin nişan törenine katılmak için bir hafta
öncesinde otobüs biletlerini aldım. Gece 12.30'sa hareket edecek olan otobüse
yetişmek için zamanından önce Esenler Otogarına gittik. Aman Allah'ım. Adım
atacak bir boşluk bulmak olanaksız. Her yer o saatte insan kaynıyor. Ellerinde
bayraklarla gençler "En büyük asker bizim asker" sloganları atıyor
davullar eşliğinde.
Kimi
yerde İstiklâl Marşı söyleniyor kimi yerde "Tekbir" sesleri ortalığı
inletiyor.
Adım
atmak çok zor. İlerlemek, otobüsün yazıhanesine ulaşmak için cambaz olmak lazım! Kan ter içinde kalıyoruz bir
anda.
Gecenin
o saatinde çocuk arabalarında çocuklarını ittirerek asker uğurlayanlara
şaşıyorum. İyi de o küçük çocuğun o mahşeri kalabalıkta işi ne? Anlamakta
zorlanıyor insan.
Bağırtı
çağırtılar arasında güç bela yazıhaneye ulaşıyoruz.
İstanbul'a
geldim geleli sıklıkla terlediğim için, havanın nemi olumsuz etkiliyor, eşime
fanila almasını söylemiştim. İyi ki de söylemişim. Yazıhaneye ulaşana kadar
geçen zamanda ne atlet kaldı ben de ne de gömlek ıslanmadık. Yüzümdeki teri
silmek için kullandığım mendil keza öyle. Fanilayı müşteri hizmetleri bölümünde
kapalı yerde değiştirip rahat bir nefes alabildim sonuçta.
Yazıhanede
otobüsün hangi peronda kalkacağını sormak için de sıranın gelmesini bekledik. O
yoğunlukta görevliler ne yapacaklarını şaşırmışlardı.
Otobüsü
güç bela bulabildik. Otobüs firması aynı yazıhanenin önünde aynı anda onlarca
otobüs kaldırıyordu çünkü. Yani firma oldukça geniş bir ağa sahipti.
12.30'da
kalkması gereken otobüs tam bir saat rötarlı kalktı. Saat olmuştu 01.30.
otobüsün hareket etmesiyle rahat bir nefes aldığımız düşündüğümüzde Kağıthane
terminaline geldik.
Orası
da Esenler Otogarından beter kalabalıktı. Bir yarım saatte orada bekledikten
sonra, FSM köprüsü sonrasında Dudullu terminalinde yolcu almak için bir yarım
saatte orada mola !
Eh
dedik yetti gayri ! Saat oldu mu 02.30.
Haydi
şoför arkadaş derken bu sefer de Sancaktepe terminalinde yolcu almak için
terminalde ki otobüs sırasına girmezmiyiz. Sinirler gerilmeye başladı. Yolcular
sinirli.
Sancaktepe
terminali de bir öncekilerden farksızdı.
Asker
uğurlama törenleri mahşeri bir kalabalığa neden olmuştu.
Doğrudur.
Her insanın yaşamında özel bazı günler vardır.
Lakin
bu günlerder başkalarını rahatsız etmenin anlamı olmasa gerek.
Sancaktepe
terminalinde askere uğurlanan iki arkadaş bindi. Otobüs hareket etmek üzereyken
bir grup genç tarafından önü kesilmez mi bu sefer de.
Otobüsün
önünü kesen gençler otobüsün içinde askere uğurladıkları gence bir on beş
dakika selam durdular. Askere gidecek genç delikanlı da otobüsün ön kısmına
gelip onlara selama durmasın mı.
Bu
esnada atılan sloganlara karışan tekbir sesleriyle ortalık inliyordu. Sanırsın
hiç kimsenin çocuğu askere gitmemiş. Bu kadarı da fazla artık diye düşünüyor
insan. Abartmanın da bu kadarı gerçekten çok fazla.
Nihayetinde
Esenler otogarında gece saat 12.30 da kalkması gereken otobüs gecikmeli olarak
hareket etmiş ve biz saat 03.30 da Sancaktepe terminalinde (Sultanbeyli civarı)
yolumuza devam etmek için hareket etmiştik.
Yolcuların
otobüsün içinde tam üç saat beklemesi otobüs firmasının umurunda bile değildi.
Şoförlerin yavaş hareket etmelerinden anlaşılıyordu bu.
Dolayısıyla
gideceğimiz yere de üç saat gecikmeli gidebildik.
! Şaşırdım bu nasıl şey! Allah sabır vermiş size hocam, bu yazınız trenlerin önemini bir kez daha hatırlattı, ne yazık ki, Haydarpaşa'dan eskisi gibi tren seferleri yok diye biliyorum...ne güzel hiç gecikme olmadan tren tam saatinde kalkardı tıngır tıngır giderdik...toplum olarak abartıyı çok seviyoruz her şeyde illa göstere göstere dünyaya ilan ede ede! geçmiş olsun çok sıkıntı olmuş hele o sıcakta..yeğeninize ömür boyu mutluluk diliyorum bu yazıdaki tek güzel şey de bu olay:))
YanıtlaSilsaygılar
Trenler konusunda haklısın Müjde hanım kardeşim. Haydarpaşa'da maalesef tren seferleri yapılmıyor artık. Hızlı tren ray döşemeleri ve yol yapımı nedeniyle bildiğim kadarıyla. Gerçi hızlı tren raylarının döşenmesi bitse de aldığım basın duyumlarına göre artık Haydarpaşa işlevini kaybedecekmiş. Umarım yanlış duyumdur. Yorum için teşekkür ediyorum. Yeğenim için dileğinize çok teşekkür ediyorum. Saygılar.
SilBen de Müjde'ye katılıyorum Hocam. Gerçekten sinir bozucu bir yolculuk olmuş. Bir defasında kızımla Eskişehir'e giderken bize de rast gelmişti. Asker gönderme merasimi sizin ki kadar olmasa da benzer bir durumu biz de yaşamıştık. Neyse dediğiniz gibi insanın hayatında bir defa oluyor askere gitmek, evlenmek vs. Askere giden gençlere hayırlı teskereler diliyorum, yeğeninize de ömür boyu mutlu huzurlu bir yaşam diliyorum.
YanıtlaSilSelam ve saygılarımla..
Bazı özel günler vardır belki de bir daha yaşanmayacak olan . Lakin, her şeyin bir adabı, yolu yordamı vardır. Toplumu zora sokmadan, engellemeden yapmak kaydıyla herkes o mutlu olaya karışır, birlikte yaşar, ister tanıdık olsun isterse olmasın. Lakin bu tür davranışı da benimsemek olanaklı değildir. Askere giden gençlere ben de hayırlı teskereler diliyorum. Yeğenim için dileğinize teşekkür ediyorum. Saygılar.
SilYeğeninize mutluluklar dilerim Allah tamamına erdirsin. yolculuklar genelde böyle olur :/
YanıtlaSilTeşekkür ederim "siyahkuğu"
SilMerhabalar Hüseyin Kardeşim.
YanıtlaSilBu güzelim şehri böyle çekilmez ve yaşanmaz hale getirenlerin gözü kör olsun. Plansız, proğramsız şehirleşmenin rantçılara peşkeş çekmenin sonucu işte bu şehr-i İstanbul'u böyle yaşanmaz ve çekilmez hale getirdiler.
Yazınızda da bahsettiğiniz gibi askere giden yavrularımızı otobüs terminallerinden yolcu ederken, seyahat eden diğer insanları da düşünerek, yapılan bu sevimli ve güzel davranışın üzerine gölge düşürmemek ve nefret ettirmemek gerekir.
Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.
Haklısınız Recep Bey saygı ve selamlarımla.
Sil