23 Ağustos 2013 Cuma

İŞTE BÖYLESİ ANLARDA İÇİME BİR HÜZÜN ÇÖKER


Okul, öğrenci, gurbette yaşam artık olmazsa olmazlarım arasındaydı. İlk göreve başlamamdan bu yana günler, haftalar, aylar, mevsimler, yıllar birbiri peşisıra geçip gitmişlerdi. Hani bir ağacın gölgesi ıslak bir gün ışığını kucaklamak ister ya. Hani gökyüzü iri bulutlarla kıvrımlanır ya. Hani serçenin gözü çelikleşmiş ışığı arar ya...
İşte böylesi anlarda içime bir hüzün çöker,
Bir acı...
Öyle bir şey işte yaşadıklarımız. Mehmet amcanında, ananında, Recepin, Altay'ın ve diğerlerininde.
Böylesi günlerde her şey suskun, her şey dingin, her şey belirsiz olur belleklerde. Güven çok önemlidir, dost bildiklerin arasına girdiğinde.
Arkadaş görünümlü yarasaların kanat çırpışlarını hissetmek lazım, koyu gölgeler üzerimize çökmeye başladığında, o gölgeleri önlemek için.
Mehmet amcanın, ananın sözlerini bir kez daha düşündüm bahçe duvarının sabah güneşini alan tarafına sırtımı dayayıp. Yeşil dal hevenklerinde kanat çırpan kuşların seslerini dinleyerek epeyce bir zaman öylece kaldım.
Budakların Mehmet ve Hasan'ı düşündüm. Burhan'ın katillerini. Yiğit delikanlıyı av tüfeğiyle kalleşçe vuran Hasan'ı. Bunlar nasıl isanlardı? İnsan katletmek nasıl bir canavarca duyguydu? Hiç mi vicdanı kanamamıştı parmağı tetiği çekerken? Genç yaşında kara toprağa soktukları delikanlının anasını yıllarca göz yaşlarına boğulmaya mahkum ederken?
Bu karekterde olan insanların yaşamlarında düşünme, yorumlama, sevgi, saygı, anlayış yeterli yeri bulamamış olacaktı ki hırçınlık ve uyumsuzluk hali vardı. Kafaları karışık, hasta ruhlu insanlar izlenmi veriyorlardı davranışlarında. Lügatlarında, başkalarının varlığını kabul etme ve paylaşım diye bir kavram yoktu anlaşılan.
Abartılı davranışlarında büyük bir korkuyla yaşadıkları açıktı. Pervasız ve gözü karalığın başka bir açıklaması olabilir miydi. Bir insan etrafında bulunanlara, komşularına, insanlara neden zarar vermek isterdi? Belirsiz ve gizemli davranışları neden gösterirdi? Bunun sosyolojik ve psikolojik bir açıklaması mutlaka olmalıydı. Lakin kırsalda ne sosyolojik nede psikolojik araştırma yapacak bir uzman bulmak olanaksızdı.

Burhan şuursuzca çekilen, ya da korkuyla ve/veya kıskançlıkla çekilen bir tetiğin kurbanı olmuştu. Bir ruh hastasının/ başka bir açıklaması yoktu çünkü/ bir anlık gözü dönmüşlüğünün kurbanı olmuştu.

Not: Batıda On Yıl

6 yorum:

  1. Hocam sanırım bu sorunun cevabı psikoloji ve tıp bilimi verebilir, bir ara çok meraklıydım özellikle psikopatlığın nedenleri üzerine makaleler okurdum, her şey beynimizde bitiyormuş, o yüzden de bu tür insanlar ne yaptıklarından pişmanlık duyuyorlar, ne de düzeliyorlar...

    saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru dersin Müjde Hanım kardeşim. Budak Mehmet ve Budak Hasan iki psikopattılar zaten. Budak Hasan kendisini vurdu içki masasında hem de kendi evinde. Epey bir sakat gezdi. Sonrasında kasabayı terk etti. Gittiği yerde de yaşamını kaybetti. Kardeşi Budak Mehmet ise hale kasabada. İnsanlıktan çıkmış. Yüzü gözü bir tuhaf olmuş. Yaptıklarının cezasını çekiyor. Cenabı Allah kimsenin ahını kimsede bırakmıyor.
      Bu bilgileri bir anekdot olarak aktardım. Okuyucu bilsin diye.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  2. Evet Hocam haklısınız, "kimsenin ahı kimsede kalmıyor." İlahi adalet er geç tecelli ediyor... Oysa insan kendini nefsini eğitebilse, kendini kontrol altında tutabilse öldürmek yerine yaşatmak için mücadele etse. Allah bir ayetinde;''Kim (haksız yere )bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış olur.'' buyuruyor.
    Maide Suresi, 32. ayet
    Burhan'a Allah'tan rahmet diliyorum... emeğinize kaleminize sağlık.
    saygılar,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru dersin Hanife hanım. Okuyan gözlerinize sağlık. Saygı ve selamlarımı iletiyorum. Ailenizle birlikte iyi bir hafta sonu geçirmenizi diliyorum.

      Sil
  3. yazınızı bende okudum hocam..gerçekten dramatik bir durum..bu tür psikopatlar maalesef halen bile varlar..bunun nedenleri psikiyatri dalını ilgilindiren konular..tabii dinle ilgili tarafıda var ama o biraz karışık..toplumların dini nasıl algıladığına bağlı olan bişey..kimi ülkelerde din aşırı kullanılırken (türkiye gibi 3.dünya ülkesi islam dünyası mesela) kimi ülkelerde ise bir köşeye sıkıştırılmış şeklinde (batı hristiyan dünyası mesela) kullanılıyor..işte toplumlar da buna ayak uyduramadığı zamanda böyle psikopat eğilimler daha çok artıyor toplıumlarda..tabii bu benim düşüncem..iyice araştırılması gereken bir konu..elinize sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu güzel açıklamalarınız için teşekkür ediyorum Bilge Dünyamız. Konuya farklı bir boyutta baktığınız ve düşüncelerinizi bizimle paylaştığınız için.
      Saygıyla.

      Sil