Okul, öğrenci, gurbette yaşam artık
olmazsa olmazlarım arasındaydı. İlk göreve başlamamdan bu yana günler,
haftalar, aylar, mevsimler, yıllar birbiri peşisıra geçip gitmişlerdi. Hani bir
ağacın gölgesi ıslak bir gün ışığını kucaklamak ister ya. Hani gökyüzü iri
bulutlarla kıvrımlanır ya. Hani serçenin gözü çelikleşmiş ışığı arar ya...
İşte böylesi anlarda içime bir
hüzün çöker,
Bir acı...
Öyle bir şey işte yaşadıklarımız.
Mehmet amcanında, ananında, Recepin, Altay'ın ve diğerlerininde.
Böylesi günlerde her şey suskun,
her şey dingin, her şey belirsiz olur belleklerde. Güven çok önemlidir, dost
bildiklerin arasına girdiğinde.
Arkadaş görünümlü yarasaların kanat
çırpışlarını hissetmek lazım, koyu gölgeler üzerimize çökmeye başladığında, o
gölgeleri önlemek için.
Mehmet amcanın, ananın sözlerini
bir kez daha düşündüm bahçe duvarının sabah güneşini alan tarafına sırtımı
dayayıp. Yeşil dal hevenklerinde kanat çırpan kuşların seslerini dinleyerek
epeyce bir zaman öylece kaldım.
Budakların Mehmet ve Hasan'ı
düşündüm. Burhan'ın katillerini. Yiğit delikanlıyı av tüfeğiyle kalleşçe vuran
Hasan'ı. Bunlar nasıl isanlardı? İnsan katletmek nasıl bir canavarca duyguydu? Hiç
mi vicdanı kanamamıştı parmağı tetiği çekerken? Genç yaşında kara toprağa
soktukları delikanlının anasını yıllarca göz yaşlarına boğulmaya mahkum
ederken?
Bu karekterde olan insanların
yaşamlarında düşünme, yorumlama, sevgi, saygı, anlayış yeterli yeri bulamamış
olacaktı ki hırçınlık ve uyumsuzluk hali vardı. Kafaları karışık, hasta ruhlu
insanlar izlenmi veriyorlardı davranışlarında. Lügatlarında, başkalarının
varlığını kabul etme ve paylaşım diye bir kavram yoktu anlaşılan.
Abartılı davranışlarında büyük bir
korkuyla yaşadıkları açıktı. Pervasız ve gözü karalığın başka bir açıklaması
olabilir miydi. Bir insan etrafında bulunanlara, komşularına, insanlara neden
zarar vermek isterdi? Belirsiz ve gizemli davranışları neden gösterirdi? Bunun
sosyolojik ve psikolojik bir açıklaması mutlaka olmalıydı. Lakin kırsalda ne
sosyolojik nede psikolojik araştırma yapacak bir uzman bulmak olanaksızdı.
Burhan şuursuzca çekilen, ya da
korkuyla ve/veya kıskançlıkla çekilen bir tetiğin kurbanı olmuştu. Bir ruh
hastasının/ başka bir açıklaması yoktu çünkü/ bir anlık gözü dönmüşlüğünün
kurbanı olmuştu.
Not: Batıda On Yıl
Hocam sanırım bu sorunun cevabı psikoloji ve tıp bilimi verebilir, bir ara çok meraklıydım özellikle psikopatlığın nedenleri üzerine makaleler okurdum, her şey beynimizde bitiyormuş, o yüzden de bu tür insanlar ne yaptıklarından pişmanlık duyuyorlar, ne de düzeliyorlar...
YanıtlaSilsaygılarımla
Çok doğru dersin Müjde Hanım kardeşim. Budak Mehmet ve Budak Hasan iki psikopattılar zaten. Budak Hasan kendisini vurdu içki masasında hem de kendi evinde. Epey bir sakat gezdi. Sonrasında kasabayı terk etti. Gittiği yerde de yaşamını kaybetti. Kardeşi Budak Mehmet ise hale kasabada. İnsanlıktan çıkmış. Yüzü gözü bir tuhaf olmuş. Yaptıklarının cezasını çekiyor. Cenabı Allah kimsenin ahını kimsede bırakmıyor.
SilBu bilgileri bir anekdot olarak aktardım. Okuyucu bilsin diye.
Selam ve saygılarımla.
Evet Hocam haklısınız, "kimsenin ahı kimsede kalmıyor." İlahi adalet er geç tecelli ediyor... Oysa insan kendini nefsini eğitebilse, kendini kontrol altında tutabilse öldürmek yerine yaşatmak için mücadele etse. Allah bir ayetinde;''Kim (haksız yere )bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış olur.'' buyuruyor.
YanıtlaSilMaide Suresi, 32. ayet
Burhan'a Allah'tan rahmet diliyorum... emeğinize kaleminize sağlık.
saygılar,
Doğru dersin Hanife hanım. Okuyan gözlerinize sağlık. Saygı ve selamlarımı iletiyorum. Ailenizle birlikte iyi bir hafta sonu geçirmenizi diliyorum.
Silyazınızı bende okudum hocam..gerçekten dramatik bir durum..bu tür psikopatlar maalesef halen bile varlar..bunun nedenleri psikiyatri dalını ilgilindiren konular..tabii dinle ilgili tarafıda var ama o biraz karışık..toplumların dini nasıl algıladığına bağlı olan bişey..kimi ülkelerde din aşırı kullanılırken (türkiye gibi 3.dünya ülkesi islam dünyası mesela) kimi ülkelerde ise bir köşeye sıkıştırılmış şeklinde (batı hristiyan dünyası mesela) kullanılıyor..işte toplumlar da buna ayak uyduramadığı zamanda böyle psikopat eğilimler daha çok artıyor toplıumlarda..tabii bu benim düşüncem..iyice araştırılması gereken bir konu..elinize sağlık..
YanıtlaSilBu güzel açıklamalarınız için teşekkür ediyorum Bilge Dünyamız. Konuya farklı bir boyutta baktığınız ve düşüncelerinizi bizimle paylaştığınız için.
SilSaygıyla.