Alnında ve yüzünde kırışıklıklar oluşmuş orta yaşlı
adam, çenesinin altında bulunan yarısı kırlaşmış sakalını sıvazlayıp televizyon
ekranına yaklaşıyor. O an haberlerin verildiği saat. Elindeki kumanda ile
durmadan kanal değiştiriyor.
"Haberler eskiden olduğu gibi radyo başına
toplanıp ilgiyle dinlenildiği gibi değil artık" diye
söyleniyor.
Yan tarafta dizlerinin üzerine koyduğu laptopunda
bir an gözlerini ayırıp babasına bakan oğlu anlamsızca soruyor.
"Ne dedin baba anlamadım".
Baba kulağı haber okuyan spikerin söylediklerinde,
gözleri ise ekranın altında geçen yazılarda.
"Haberler dedim oğlum" diye tekrarlıyor.
Oğlu umarsızca cevap veriyor.
"Ne olmuş haberlere"
Baba oğluna alay edercesine bakıyor.
"İşte yeni nesil" diye söyleniyor, "dünyada
neler olup bittiğinin farkında bile değilsiniz."
Bulundukları odanın penceresi yarı açık. Korna
sesleri duyuluyor ve arada bir esen rüzgârın serinliği hissediliyor. Masanın üzerinde
kıvrılıp bükülmüş dergiler, gazeteler var.
"Bak bak dinle haberleri de olan bitenleri
gör" diyor babası sesini yükselterek. Oğul oralı bile değil. Laptopuna
eğilip klavyenin tuşlarına kırarcasına basıyor.
"Bak baba" diyor, "artık üç boyutlu
görselleride görebileceğiz. Teknolojinin hızına yetişilemiyor."
Babası acımsı bir gülüşle oğluna bakıyor. "Evet"
diyor "teknolojinin hızına yetişilemiyor. Haberleri dinlemiş olsan yasadışı
dinlemeler konusunda teknolojinin yaptıklarını görürdün."
"Ne dedin baba" diye yeniden tekrarlıyor
oğul. Baba artık oralı değil. Anlıyorki oğlunun umurunda bile değil haberler.
Haberler bitiyor. Baba elindeki kumandayı bırakıp
televizyonu kapatıyor. Masanın yanında duran sandalyeye oturuyor. Günlük
gazeteyi alıp sayfalarını çevirmeye başlıyor. Gazeteyi okudukça yüz sinirleri
geriliyor.
"Gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar.
Yolsuzluk haberleri her gün gazetelerde yayınlanıyor. Yalanları yüzlerine
vuruluyor utanmıyorlar.
Adam milyonlara 'üç beş kuruş' diyor.
Televizyon kanallarında haberlere müdahale ediliyor.
Milletin a... koyacağız diyen adamda utanma yok.
Yoksulluktan, yoksunluktan, ilgisizlikten
kıvrananların durumuna bakıp utanan yok.
Devlet hastanelerinde uzun bir süreye randevu alan
hastalar özel hastanelere gitmek zorunda kalıyor. Binlerce lira özel
hastanelerce vatandaştan alınıyor utanan yok.
Parası olmayan, sosyal güvencesi olmayan vatandaşlar
tedavi olmak için hastanelere gidemiyor utanan yok" diye söyleniyor.
"Boşuna dememişler ' utanmaz utanmazla çadır
kurar' diye."
Oğlu babasının yüzüne anlamsızca bakıyor. Babam
neden gazeteyi seslice okuyor diye de kendi kendine soruyor.
Tekrardan gözlerini laptopuna çeviriyor.
Klavyedeki tuşlara sertce basmaya devam ediyor.
Hüseyin hocam nesil farkı bu herhalde:( maalesef çoğu genç elinde tıktıktık bütün gün cep telefonuyla hahaha hihihi hohoho laylaylom...:( ya da sizin yazınızdaki gibi laptopla o site senin, bu site benim geziyor...kuşak farkı çok belirginleşti...Allah'tan memleket sorunlarıyla ilgili gençler de var..teselli olursa...
YanıtlaSilMaalesef söylediğin gibi çoğu gençlerimiz günlerini cafe köşelerinde geçiriyorlar. İş aş derdinde, gelecek kaygısında olanlar olmasına rağmen olmayanlarda var.
SilYorum için teşekkür ederim Saygılar.
Bu tablo, hemen hemen her evde seyredilen, büyükleri üzen.. pek çok ana/babanın fark etmediği etse de umurunda olmadığı.. ve kız olsun erkek olsun yeni yetişmekte olan neslin memleket.. millet.. vatan kavramlarından mahrum olduklarının gözlere ve ANLAYANIN yüreğine sunulan bir tablo hocam.. Ben dün hastaneden dönerken, bundan böyle hiç bir haberi izlememeye, siyasi rezillerin yaptıklarını okumamaya and içtim Bu yazdığın muhteşem serzeniş de, belki okuduğum son yazıdır..
YanıtlaSilEline ve yüreğine sağlık hocam..
Sorumluluk ve duyarlığı olan bir öğretmenin okumaktan uzak kalacağını hiç sanmıyorum.
SilBu bağlamda yazılarınızı yorum yapmasam da okumaktan onur duyduğumu bilmenizi isterim.
Saygılar değerli öğretmenim.
Toplumumuzda bilinçli ilgili gençler olmakla birlikte, sizin de yazınızda belirttiğiniz türden sadece memleket millet meselelerine duyarsız olan gençler de var. Gençlerin dışında kimi yaşlı ve orta yaşlılar da mevcut. Kimi zaman son dönemlerde millet olarak yaşadıklarımız öylesine içime işlemiş ve üzülmüştüm ki, her fırsatta haberleri izlememeye karar verdim. Ancak yapamadım. Yinede fırsat buldukça okudum ve tv den izledim. Diğer türlü kendimi soyutlamış gibi hissediyordum.
YanıtlaSilEmeğinize ve yüreğinize sağlık Hüseyin Hocam.
Saygılar.
Aydın bir insanın gelecek için kaygı duyması kaçınılmazdır. Yaşam bun u gerektiriyor. Geleceği düşünmek durumundayız. Çocuklarımıza, milletimize iyi bir gelecek bırakmanın başka yolu yok.
SilSaygılar.