Hakan, anasının kendisi ile paylaşmak, anlatmak
istemediği sorunun ne olabileceğine kafa yorarken anası, Hakan'ın ellerini
avuçlarının içine aldı.
Gözlerinde hüznün, öfkenin çığlığı... Umudun
çığlığı...
Usulca konuşmaya başladı.
"Oğul"
dedi " artık büyüdünüz bazı şeyleri
anlayacak, idrak edecek yaştasınız. Sizden bir şey saklayacak değiliz.
Saklanacak bir şey de yok zaten. Lakin, sizlerin üzülmenizi istemediğimiz için
bazı şeyleri sizinle paylaşmaktan kaçınıyoruz..."
Hakan merakla anasını dinliyordu...Dinlerken evin
duvarları bağırıyor, ağlıyordu. Sert bir rüzgarın kaya duvarını dövmesi gibi
öfkeliydi duvarlar.
"Oğul,
biliyorsun yıl boyu ürettiklerimizle kıt kanaat geçiniyoruz..."
Çaresizliğin dışa vurumu ne büyük acıydı.
"Ne üstte
var ne başta. Babanın kara lastikleri iyice yıpranmış, adamcağız yenisini bile
almak istemiyor. Sen de okul kazandın. Sana ayrı bir masraf gerekir...Babanın
günlerdir düşünceli olmasının sebebi bu..."
Neden insanlar yoksuldu, çaresizdi, yüzlerinde
yılların çilesi, acısı vardı, neden yüzleri gülmezdi?
...
Hakan anasına bakıp gülümsedi.
Anasının avucundaki ellerini usulca çekti.
Söylenenleri biliyordu.
...
Anasının umutsuzluğu karşısında canı sıkılmış
içinden, "Keşke, okulu
kazanmasaydım da anam üzülmeseydi, keşke bu yokluk olmasaydı."
Elden gelen bir şey yoktu...
Hem okuyup
da ne olacaktı ki? Anasından ayrı kalacaktı okulu bitirdiğinde.
...
Kendisi de kaç gündür bu durumu düşünüyor,
babasına okul ile ilgili düşüncelerini söylemek istiyordu.
Hazır anası karşısındaydı. Hem konuyu o açmamış
mıydı? İçinden geçenleri söylemeli rahatlamalıydı.
"Biliyorum
ana biliyorum üzülüp kendinizi harap etmeyin. Bir yol yordam buluruz.
Kaç gündür bende sizinle bunu konuşmak
istiyordum. Fakat babamı üzgün görünce bilmediğim başka bir şey sebebiyle
babamın üzüldüğünü düşündüğümden bu konuyu bir türlü babama söyleme fırsatım
olmadı..."
Anası şaşırmıştı Hakan'ın söylediklerine.
Konuşurken yüzüne bakmıştı sorar gibi.
Hakan'ın konuşması sonrasında gözleri nemlenen ana,
buruk bir sesle " Hiç kimse yoksullukla
imtihan edilmesin oğul, evladına karşı boynu eğri olmasın. Kaç gündür babanla
konuşuyoruz... 'Hakan yıllarca dirsek
çürüttü. Çalıştı çabaladı, yokluk içinde okudu... Ders kitaplarını alamadığımız
zamanlar oldu, arkadaşlarından aldığı kitaplarla
çalıştı. Yamalı pantolonla okula gitti. Çileyi dert etmedi. Benim neden
harçlığım yok demedi. Okul kantininin yolunu bilmedi. İstediklerini bir türlü
veremedik. Şimdi ise okuyabilmesi için para lazım.' Ne yapacağımızı biz de şaşırdık evlat"
...
Ne kadar gerçek tüm bu yazılanlar, bir babanın evladına karşı bazı şeyleri alamaması, çocuğunun üzüleceğini düşünmesi, hepsini gayet iyi biliyorum. Bu anlatılan koşullarda değildim ama yine de boşanmış ana-baba, sıkıntı çekerek büyüyen herkes bilir, umarım sonunda Hakan hepsinin yüzünü güldürür. Ana, babası da onunla gurur duyarlar.
YanıtlaSilElinize sağlık hocam.
Aydınlık geleceğin tırnakla sökülüp kazanılacağı inancıyla yoksulluğun üstesinden gelmeye çalışan Hakan ve ana babası mücadele ediyor.
SilNe yazık ki benzer yaşamlar çok fazla Müjde Hanım kardeşim.
21. yüzyılın ilk çeyreğinde hala benzer dramlar yaşanıyor..
Yorum için teşekkür ederim.
"Anasızlık, babasızlık ille de parasızlık" demiş şair. Maaleef yaşama amacı haline geldi. Önceleri sadece bir araçtı para. Ülkemizdeki gelişmelere paralel olarak gelişmiş ihtiyaçlarımız. Önceleri lüks ihtiyaç kategorisinde olan şeyler, zaruri hale gelmiş. Hal böyle olunca da, fakirlik sürekli bir artış gösteriyor. Bu sebeple Hakan örneğinde olduğu gibi insanın en çok ihtiyaç duyduğu eğitim parasızlığa kurban edilmekte. Hüseyin Hocam diliyorum Hakan da dahil hiç bir çocuk sırf parasızlık yüzünden eğitimi engellenmesin. Bazı sivil toplum kuruluşları destek veriyor ancak bu da yetersiz. Bana göre devletin bu konuda köklü ve etkili bir politika üretmesi gerekir. Ama nerdeee!! bizim hükümetimiz tam tersi politikalar izliyor. İnsanları nasıl cahilleştiririz, kaliteli eğitimi nasıl baltalarız onun derdindeler. Hocam yüreğinize emeğinize sağlık. Selam ve saygılar.
YanıtlaSilYazdıklarınızda haklısınız Hanife hanım ne diyebilirim ki.
SilDeğerli yorumunuz için teşekkür ederim.
Saygı ve selamlar.