İnsanların geleneksel yaşamı zorlu evet ama bugün
insanları zorlayan güç koşullar insan yaşamını daha da zorlu hale getiriyor.
Zorlukları anlamak için insanı anlamak lazım.
İnsanı anlamak için geçmişi ve bugünü anlamak lazım.
Geçmişi ve bugünü anlamak içinse elinde doğru ve
gerekli bilgi olmalı. Eğer gerekli ve doğru bilgi yoksa, gerekli ve doğru
bilgiye ulaşılamıyorsa o zaman verilecek kararlarda sonuçlar daima hatalı
çıkacaktır.
Peki doğru ve gerekli bilgiyi nasıl elde edeceğiz.
Bunun cevabı, geçmişi iyi anlamaktan geçer.
İnsanlar geçmişte neler yapmış, neden yapmış anlamak
için çok çaba sarf etmek gerekir.
Geçmişi iyi anlamayan, geçmişte yapılan hata ve
doğruları sorgulamayan insan bütüne varmak için gerekli ve doğru bilgiyi asla
bir araya getiremez. Ve bunun sonucu da insanlığın bugün içinde bulunduğu
zorlukların çığırını açar.
Bunu yapacağımıza, bir araya gelip sorunlara çözüm
arayacağımıza, insanların gelecekte daha mutlu ve sorunsuz yaşaması için çaba
sarf edeceğimize, ne yapıyoruz, oturup bilgi sahibi olmadan etrafımıza bilgi
dağıtmayla uğraşıyoruz.
Ahkâm kesip ver yansın ediyoruz.
Bir bilen olup etrafımızda doğruyu bilenleri dikkate
almıyoruz.
Oturup birbirimizi dinleme gereğini dahi
hissetmiyoruz.
Birkaç cümle ile kendimizi anlatmaya çabalıyoruz
lakin onu da yeterince beceremiyoruz.
Tek bir kitap okumadan cümleleri art arda
sıralıyoruz.
Zorlukların üstesinde sadece kendimiz için gelmek
istiyoruz.
Başkalarına acı veren şeyleri dikkate dahi
almıyoruz.
Ve işin tuhaf olan yanı ise yaptıklarımızı normal
karşılıyoruz.
Zaten insanların en büyük sorunu bu. Dedikodu gazetesi gibi, kulaktan kulağa dolaşırken A harfi bir bakıyorsunuz alfabe olmuş. Araştırma yok. Ama üstüne ilave ederek konuşmada da üstümüze yok. Ay bir de tabii ki konuşarak anlaşmak ne demek. Kavga etmek varken. İşin özü günün sonunda en basit olaylar bile bir bakıyorsunuz dağ olmuş.
YanıtlaSilMerhaba kardeşim. Aynen düşüncenize katılıyorum. Saygılarımla. Yorum için teşekkür ederim.
Sil