Yaşam mücadelesinde “bu da olmaz artık“ dedirten olayların
yanı sıra; başkalarının duygu ve düşüncelerine, kendi yetersiz düşünceleri
nedeniyle karşı çıkamayan, sonuçta algı yanılsaması yaşayan; diğerinin
düşüncelerine yenik düşen; kişiliği gelişmemiş, yetersiz; yeri ve zamanı
gelince de “sap” gibi ortada kalan;
ne yapacağını bilemeyen; yaşamı başkaları tarafından dizayn edilmiş, şekil
verilmiş insanlara da rastlamak şaşırtıcı değildir.
Bunlar ne yazık ki “beyinleri” yerine “bıngıldaklarıyla” düşünmeyi ilke edinmişlerdir.
Ülkemizde büyük bir kitle var bu dediğiniz şekilde düşünen, kişiliği gelişmemiş, robot gibi yaşayan...
YanıtlaSilOkumayan bir toplumuz Müjde hanım.
SilAynı zamanda okuyanımız da gün geliyor kendine ihanet ediyor.
Dik durmasını beceremeyen biri olup çıkıyor.
Bir de bakmışsın kendi kişiliğinden taviz vermiş.
Diğeri olup çıkmış.
Kendi düşüncesini oluşturamayan...
Düşüncesinin arkasında duramayan...
Doğaldır ki başkasının "sığ" düşüncesinin etkisine girer.
Gün gelir "sap" gibi ortada kalır.
Bunu görmek, okumak insana acı veriyor.
Şu insanlar neden kendileri olmazlar ki?
Çok teşekkür ediyorum yorumun için.
Saygılar.
Beyin yerine omurilikle idare edenler diyorum ben onlara. Malumunuz, omurilikten idare edilir şartlı refleksler.
YanıtlaSil"Omurilikle idare edenler"...
SilBu da güzel.
Teşekkürler.
Omurilikle idare edenlerin azalması dileğiyle selam ve saygılar.