İnsanın
saf çağından bu yana dünyanın siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik sürecine;
bu süreç içerisinde yaşanan bireysel ve toplumsal sorunlara ve kargaşa ortamına
bakıldığında insan belleğinin kabul edemeyeceği ağır olayların yaşandığı
görülür.
Devletlerin
devletlerle çatışması.
Toplumların
toplumlarla…
Bireylerin
bireylerle çatışması…
Her
daim çıkar ilişkisi bağlamında gerçekleşmiştir.
Ekonomik,
düşünce, inanç bağlamında çatışmalar yaşanmıştır.
Halen
de yaşanmaktadır.
Afganistan,
Irak, Filistin, Mısır, Suriye, Tunus, Sudan, Libya, Yemen ve benzeri ülkelerin
hem kendi içinde çatışması; hem de emperyalist oyunlara kurban edilmesi
sürecini yaşadık, yaşıyoruz.
Enerji
sahalarını ve koridorlarını ele geçirme iştahını her devirde koruyan emperyal
güçlerin taşeronluğuna soyunan iç güçler de kargaşa ve kaos ortamının
tırmanmasında; terör olaylarının yaşanmasında rol oynamaktadır.
Kargaşa
ve kaos ortamında en çok zarar görenler kuşkusuz savunmasız sivil halktır.
Yaşama
hakkı kutsaldır.
Her
koşulda bu hakka saygı duyulması gerekmektedir.
Bugün
diğerine doğrultulan silahın namlusunun ve hedefe ulaşan kurşunun acımasızlığının;
yarın kimi hedef alacağı belli değildir.
Patlayan
bombaların, mayınların; sıkılan kurşunların; kurulan kahpe terör tuzaklarının
hedefi bellidir.
Savunmasız
insanlar yaşamlarını kaybetmekteler.
Acılar
katlanmakta…
Adaletsizlik
ve vicdansızlık insan hakları üzerine bir karabasan gibi çökmektedir.
Terörün
hedef ve amacı bellidir.
Çıkarı
ve amacı için kan dökmekten çekinmeyeceği açıktır.
Teröre
arka çıkanlar kapitalist düzenin ağababaları olan emperyalist güçlerdir.
O
güçlerin tek amacı kendi ülkelerinin çıkarlarıdır.
Çıkarları
için diğerlerinin yaşamını heba etmekten çekinmezler.
Umurlarında değil hocam yaşam hakkının kutsallığı filan! ! Onlar ki, adları üstünde yayılmacı ! ! ! Nerede petrol var, nerede doğal kaynaklar var? Gidecek, kendisininmiş gibi alacak, her yolu deneyecek, ya borçlandıracak köle yapacak, ya Kaddafi gibi direnirse NATO ile bombalatacak..öldürecek yine köle yapacak..bunların dini, imanı para..ve o uğurda dünya savaşı çıkartmaktan bile çekinmezler...
YanıtlaSilsaygılar, selamlar
Sözün özü şu cümlenizde aslında: "Onlar ki, adları üstünde yayılmacı"...
SilTeşekkürler Müjde hanım.
Toplumların kendi içlerinde kaos yaşamaları, Emeperyalist güçlerin oyunlarına kurban edilmesinin önemli sebeplerinden. Ayıca böyle ülkelerin kendilerini yetersiz görüp, kurtuluşu güç odaklı devletlerde görmeleri de cabası. Oysa bir söz vardır;"Kurbanın yalakası, kasabın bıçağını yalarmış"...Ne kadar akıllı olurlarsa olsunlar, gücü elde edenler yağcılıktan, dalkavukluktan hoşlanırlar. Gün gelir yalanan o bıçak kendini kesecektir...
YanıtlaSilSaygılar, selamlar
Yorumunuz için çok teşekkür ediyorum. Kısaca ve net özetlemişsiniz Hanife hanım. Teşekkürler.
Silİnsanların bilinçli olup bu oyunlara gelmemesi gerekir, haçlı savaşları dahil bütün savaşlar ekonomik kökenlidir. Osmanlı Viyana`ya kadar neden dayandı. Şimdi yere göğe koyamadığımız Osmanlı bile Anadolu insanını seferden sefere hatırlamış, Anadoluyu savaş için insan kaynağı olarak görmüştür sadece. Büyük İmparatorlukların yerini büyük devletler almıştır sadece günümüzde;işleyiş aynıdır ama. Güçlü her zaman haklıdır, o halde güçlüden yana olmak gerek mantığı ile güçlü devletlerin dünyayı yeniden dizayn ederken yanında olmayı, rol kapmayı istiyoruz bu günlerde. Devlet insanlar için değil, insanlar devlet için ama insanlar bunun farkında değil. Ayrıntılarda boğulmaktan büyük resmi göremiyor kimse. Vatan sağolsun:)
YanıtlaSilHer cümlesine aynen katıldığım bir güzel yorum yapmışsınız. Söylediğiniz gibi "Vatan sağ olsun". Önemli olan da budur zaten.
SilSaygılar.