Öyle anlar var ki, insanlarda var olan güven olgusunu yok eden. Güven yoksa
yapılanların inandırıcılığı kalmaz. Güven duyma isteği başkasından insanca
muamele görme algısının ilk basamağıdır. Kaybolursa tekrar kazanmak zordur.
İnsanlar
arasında sürüp giden diyalog yok olmamalıdır. Yalana başvurulmamalıdır. Hiç
kimse küçümsenmemelidir. Hiçbir insan her ne sebeple olursa olsun
ötekileştirilmemelidir. İnsana saygı bunu gerektirir. Demokratik kurallar
bağlamında kabul gören insan haklarının da gereği budur.
Aslında
yanlışı yapana yaptığını kabullendirmek mümkün değildir. Çünkü yaptığının
doğruluğuna inandırılmıştır. Şartlandırılmıştır. O doğrultuda eğitim almıştır.
Soyut düşünmektedir. Kabul ettiği düşünceden farklı bir düşünceye inandırmak zordur.
Yanlışın
kabul görüldüğü, gerçeğin hiçe sayıldığı bir ortamda var olmak kolay değildir.
Herhangi bir konuda önyargılı olmak doğru değilse, gerçeği saptırmak da doğru
değildir.
Her
olay mutlaka bir sonuç doğurur. Etki tepki meselesidir bu. Olayın mahiyetine
göre gösterilecek tepki ya da kabul durumu da önemlidir. Toplumun
kabullenmeyeceği bir yaklaşımda bulunmak elbette beraberinde tepkiyi de
getirecektir.
Durup
dururken de tepkiye neden olacak yaklaşımlardan kaçınmak toplumun algısı ve
güven içinde yaşaması için önemlidir. Yazıp çizerken ya da yaşananlara yorum
yaparken buna dikkat etmek gerekir.
Hayatta araya mesafe koyacağımız insanlar mutlaka vardır. Bunu yaparken; kırarak, dökerek değil, yanlış olanı anlatarak yapmalıyız. Anlamayanı da hayatımızda çıkarmalıyız. Dost olup güveneceğimiz insanlarda azımsanmayacak kadar çoktur hiç şüphesiz. İnsanları tanımak kolay değildir, bu aynı zamanda herkesin isteğidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder