29 Mart 2020 Pazar

YORGUNUM


Öyle yorgunum ki, ne kitap okumak, iki satır yazı yazmak ne de "evde kal" açıklamalarına rağmen inatla serseri mayın gibi sokaklarda yürüyen insanlar şu günlerde beni ilgilendirmiyor.
Doğup büyüdüğüm topraklar üzerinde bitmek tükenmek bilmeyen acılar yordu beni.
Şehirlerin varoşlarında savrulanların umursamazlığı, kimi zaman çaresizliği de.
Ne o mavi gökyüzünün altında dalgaların durmadan dövdüğü yan yana, art arda dizili balıkçı kayıklarının varlığını, ne de akşamın alacasında etrafı aydınlatan güneşin son ışıklarını görecek halim var.
Her gün biraz huzur bulmak umuduyla gözlerimi açtığımda gördüğüm çaresizlikten yorgunum.
Öyle bir an geliyor ki insan, gazete manşetlerinde, TV haberlerinde yer alan olumsuzluklardan  "yeter artık" dercesine yüz çeviriyor.
Bu kederli dünyada yaşanan acılardan payımızı alarak yaşıyoruz ne yazık ki.
Kiminin üstüne hüzün ve acı daha fazla çöküyor, kimi yakasını bir şekilde kurtarmaya çalışıyor.
Andre Malroux "insanlığın yazgısı bir tarihse, ölüm yaşamın bir parçasıdır; değilse yaşam ölümün bir parçasıdır" der.
Madalyonun iki yüzü gibi.
Bu topraklarda kendi yaşamımızın sıradan akışı içinde, insanlık tarihinin dayattığı gerçeklikler var.
O gerçekliklerden kaçıp kurtulmak kolay değil.
Her gün üzerimize çöken boğucu atmosferin altında tüm zorluklara rağmen gülümsemeye çalışıyoruz.
Yaşananlarla mücadele etmenin, huzursuzluktan ve acıdan kurtulmanın verdiği bir hesaplaşmanın tedirginliği var üzerimizde.
İnsanlar tüm canlı evrenine hükmetmek için tarih boyunca uğraştı.
Öyle anlar oldu ki doğanın öfkesini yaptıklarıyla üstüne çekti.
Lakin, yine de uslanmadı.
Dur durak bilmeden hükmetmeye devam etti.
Yaşanan bunca acıdan, bunca hüzünden, bunca çaresizlikten zerre kadar ders alınmadı.
Yorgunum gerçekten hem de çok.
Gelmekte olan bahar güneşi dahi ısıtmıyor ruhumu.
Oysa martıların kanatları, ne güzel sarmış köpüren dalgaları denizde.
Gökyüzünün süsleri gibi duran bulutlar yüreğimin katmanları arasında düşüncelerime dinginlik vermek için çabalıyor.
Caddede birbiri peşi sıra ağır aksak giden arabaların homurtuları sahile vuran dev dalgalar gibi insanı ürpertiyor.
TV haberlerinde coronavirüs sonucu yaşamını kaybeden insanların
sayısı karşısında "sakin ol, sakin ol yitirme kedini, gün gelir bu zorluklarda geçer" diye kendi kendimi teselli ediyorum.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder