Bir beyaz saçın içinde, karşılaştığımız çok insan vardır.
Hayatımıza yön veren anılarımız ve olaylar vardır.
Şahit olduğumuz adalet ve adaletsizlikler vardır.
Mutluluklar ve acılar vardır.
Kaybettiklerimiz vardır.
Bu bağlamda, halk arasında bilinen şu sözü unutma, "kendine ağır geleni başkasına yapma"...
Sonu belli olmayan bir yoldur hayat.
Neyin ne zaman nerede karşına çıkacağını bilemezsin.
Öyle bir an gelir ki, bir şeyler alır götürür senden engel olamazsın.
Bazen hayatın getirdiklerinden kaçmak istesen de kaçamazsın...
Yapman gereken "seçme ve karar verme hakkını doğru kullanman" olmalıdır...
Gidilen yolun iki yanında dikenler var diye o yolun özelliği değişmez.
Yolcu yoluna gider.
Dikenler de kötülükleriyle baş başa kalır.
Yürünen yolda hayalperest olmaya da gerek yok. Bütün gün, bütün hafta, bütün yıl, gerçekle hayali karıştırmamak lazım...
Dikenler bir yana, gidilen yolda, gidenin yol haritasında yükümlülükleri devam eder,
hayata, kendisine, çevresine, ailesine karşı.
Gün gelir ellerinde nasır, alnında çizgilerle kavruk yüzünde mutluluk duygusu kendisini ele verir.
Hayat acımasızdır, çile, acı, huzur yan yana gelmez bir türlü.
Dikenlerden koruduğumuz insanları gün gelir kaybedersiniz.
Bu size vurulan en acımasız darbedir.
O acımasız darbe sizi düşündürür "neden buradayım" diye...
Merhabalar.
YanıtlaSilAcımasız hayatın içinde seçme ve karar verme hakkımı hiç doğru kullanamadığım gibi, "neden buradayım?" diye de çok düşündüm.
Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar diler; acımasız hayatın içinde size sağlık, huzur ve mutluluklar dilerim.
Selam ve saygılarımla.
Merhaba Recep bey,
Silİnsan bazen seçme hakkını kullanamıyor. Ben misal, istenbul'da, kalabalık ortamda yaşamak istemiyorum. Lakin, çocukların burada olması mecbur bırakıyor. Hayata, bugüne, geleceğe dair yazacak, anlatacak çok şey var. Selamlar saygılar değerli Recep bey