Avrupa’da savaş
başladığında, Almanların Amiral Wilhelm Souchon komutasındaki “Goeben”
adlı zırhlısı ile “Breslau” adlı kruvazörü Akdeniz’de İngiliz
savaş gemilerinden kaçıp Türk karasularına girmişti.
5 Ağustos günü
Baron Von Wangenheim Enver Paşa ile gizlice görüşmüş, onu Goeben ve Breslau’un
Osmanlı donanmasına katılmasıyla Rus donanmasına üstünlük kazanılacağına ve
Karadeniz’in bir Türk gölü olacağına inandırmıştı.
Enver Paşa
hemen Çanakkale Boğaz Komutanı Alman Amirali Weber’e şu emri göndermişti:”
Alman gemilerini boğazdan içeri alın, başka devlet gemileri girmeye kalkışırsa
ateş açın!” Sonra, İstanbul’daki Alman Deniz Ataşesi Yüzbaşı Hans
Humann telsizle Amiral W.Souchon’a kurtarıcı emri ulaştırmıştı. “Çanakkale
Boğazına ilerleyin!” Gemiler Çanakkale Boğazından içeriye
girerler.
Uluslararası
yansızlık kurallarına göre iki yabancı savaş gemisinin yirmi dört saat içinde
karasularından çıkarılması veya silahsızlandırılması gerekiyordu. İngiltere ve
Rusya protestolara başlayınca bir açıklama yapılmıştı: “Gemiler Osmanlı
donanması için satın alınmıştır.” Osmanlı hazinesinin tam takır olduğu
bilindiğinden, buna pek inanan olmamıştı.
Komediler
dizisi yeni eklemelerle renkleniyordu. Gemilerin adları değiştirilmiş, Goeben’e
“Yavuz”, Breslau’a “ Midilli” denilmiş, sancak
direklerine Türk bayrakları çekilmişti. Gel gör ki, gemilerin direği çoktu ve
öteki direklerde haçlı Alman amirallik forsları dalgalanıp duruyordu. Alman
deniz subay ve erlerinin başlarına birer fes uydurulmuş, böylece
Osmanlılaştırılmışlardı.
Enver Paşa
tuttu bu kez de Amiral Souchon’u Osmanlı Donanması Komutanlığına atadı.
Gemileri Osmanlılaştıralım derken, donanma Almanlaştırılmıştı.
Zira, Amiral
Souchon Berlin’deki Alman Genelkurmayından alacağı emirleri uygulayacağını hiç
gizlemiyordu.
Enver Paşa 16 Ağustos günü İstanbul’da
Büyükelçi Wangenheim, Alman askeri iyileştirme kurulu başkanı ve Birinci Ordu
Komutanı Mareşal Liman Von Sanders, Osmanlı Donanması Komutanı Amiral Souchon,
Osmanlı Genelkurmay İkinci Başkanı General Bronsart Von Schellendorf,
büyükelçilik ateşeleri ile gizli bir toplantı yaptı.
Enver Paşa’nın
bir tek Türk’ü çağırmadığı toplantıda seferberlik tamamlanınca savaşa girilmesi
kararlaştırıldı.
Seferberlik
işleri yavaş yürüyor, hükümet üyeleri ve üst düzeydeki Türk komutanları
arasında savaşa girilmemesi yönündeki eğilim gittikçe
güçleniyordu. Alman orduları Marn’da Fransızlara yenilince, savaşa bir an önce
girilmesi için Almanlar baskıyı artırdılar.
Sonunda, Enver
Paşa donanmaya Ruslara saldırma emrini verdi. Amiral Souchon
açıkgözlük edip sözlü emri yazılıya dönüştürdü ve yazılı emri Enver Paşa’ya
imzalattıktan sonra Alman Büyükelçiliğine teslim etti. Çünkü gemisi batarsa,
Osmanlıların kendi istekleri ile savaşa girdiğine dünyayı inandırmak zor
olurdu.
Bu emirden de
hükümetin haberi yoktu…
Amiral Souchon
27 Ekim 1914 günü manevra yapacağım bahanesi ile donanmayı Karadeniz’e çıkardı.
29 Ekim’de Rus donanması yerine Rus liman kentlerini topa tuttu ve
İstanbul’a döndü. Hemen Rus savaş gemilerinin Osmanlı donanmasına saldırdığı
yalanı uyduruldu.
Almanlar
amaçlarına ulaşmıştı. Rusya Osmanlı İmparatorluğuna savaş ilan etmiş, 1 Kasım
günü de Doğu Anadolu’da saldırıya geçmişti. Hükümet üyeleri ve Türk subayları,
savaştan sonra Enver Paşa’nın gizli emri ile savaşın başlatıldığını
öğreneceklerdi.
Padişah ise
gerçeği öğrenemeden savaşın son yılında ölecekti…
Yararlanılan kaynak: Sarıkamış Dramı /Alptekin Müderrisoğlu/ Kastaş Yayınevi 2006