Halkları
birbirine düşüren emperyalizm ve şakşakçıları boş durmuyor. Ulus devletleri
yıkmanın gayretindeler. Çünkü ulus devlet emperyalizme karşı koymayı hedef alan
bir akımdır. Bu konuda Vural Savaş “Kim bu hainler” adlı eserinde şunları
yazıyor. “…Ulusçuluk akımının ilk amacı
sömürge durumuna düşen ya da sömürülen toplumları bağımsızlığa yöneltmek,
ülkelerin bağımsızlığını sağlamaktır…”
Bu
gerçeği çok iyi bilen emperyalist zihniyet ulus devletleri yıkmanın koşullarını
hazırlamak için sinsice planları hazırlamakta, ideologları vasıtasıyla bunu
yapmanın yollarını aramaktalar.
Vural
Savaş adı geçen eserinde bakınız ne yazıyor (sf.175) : “1991 yılının Haziran ayında, Almanya’nın Baden Baden bölgesindeki ‘’Kara
Ormanlar’’da bir avuç etkili ve zengin insan bir araya gelerek önümüzdeki
yüzyılın, hatta belki de daha ötesinin büyük stratejisini belirlemeye çalıştı.
Aralarında devlet başkanlarından, önemli hanedanlıkların mensuplarına varıncaya
kadar çok önemli simaları barındıran ve kendilerini ‘’Bilderbergci’’ olarak adlandıran bu kişilerin hepsi özel davetiye
ile toplantıya çağrılmıştı. Halkın bu toplantının ayrıntılarından hiçbir zaman
haberi olmadı.
Trilateral Komisyon’un da kurucusu
olan David Rockefeller, Baden
Baden’deki toplantının açılış konuşmasını yaptı. Rockefeller konuşmasına şöyle başlamıştı:
“Washington Post, The New York
Times gazetelerinin ve Times dergisinin yöneticilerine, toplantımıza katıldıkları
ve aynı zamanda 40 yıldır, gizlilik kurallarına riayet ettikleri için
minnettarız… Eğer geçen zaman dilimi içerisinde kamuoyunun dikkatine maruz
kalsaydık, dünya için tasarladığımız planları gerçekleştirmemiz mümkün
olmayacaktı” (Texe Marrs, Uluslararası güç odakları. S.103).
Ahtapotun
kollarını görüyor musunuz? Ulus devletlerin kurumlarını sarıp sarmalayarak,
ulusal duyarlıkları felce uğratan, ahtapotun kollarına karşı koymak, yapmak
istediklerinin bilinciyle hareket etmek gerekir.
Dünyada,
her devletin vatandaşı, devletin adını teşkil eden ad ve kimlikle anılır. Bu
bağlamda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da Türktür. O nedenle kendi kimliğimize
sahip çıkmak durumundayız. Bu düşüncemin haklı olduğunu Trilateral Komisyonu’nun dünya için tasarladığı planlarında söylenenler
desteklemektedir.
Bakınız
söz konusu planı, bir başka konuşmasında David Rockefeller nasıl açıklıyor.
Bu
açıklamayı yine V.Savaş’ın ilgili eserinin 175.s.dan aynen aktaralım: “Dünyada bin devlet oluşturduğumuzda dünya
daha mükemmel ve daha istikrarlı olacaktır. Halkların kendilerini yönetme
hakları, artık dünya bankerleri ve entelektüelleri olan elitin otoritesi altına
girecektir. Yüzyılımızda izleyeceğimiz stratejimiz budur.”
ABD’nin
eski Ankara Büyükelçisi Robert Strawsz Hupe de şunları
söylüyor:
“Amerika’nın
misyonu milli devletleri gömmek, halklarını daha küçük birimlere bölerek
yaşatmaktır. Gelecek Amerika’nındır. Yeni Dünya Düzeni, Amerikan İmparatorluğu
ve tüm insanlığın rakip olmadığı evrensel düzenin adıdır.” (Erol Bilbilik, CFR
Dış İlişkiler Konseyi, Umay Yayınları).
Bu
açıklamalar emperyalistler ve küresel sermayenin aktörleri bankerler ve
entelektüellerin dünya düzenini kendi amaçları doğrultusunda tekrar dizayn
etme, ulusları bölüp parçalama, küçük gruplara ayırma ve dolayısıyla küçülmüş
olan lokmaları daha kolay yutma ve yönetme amacında olduklarını göstermektedir.
Bu
amaçlarını uygulayabilmek için küresel temelde yandaş edinme, halkları
birbirine düşürme ve benzeri planlarla hedeflerine ulaşmanın peşindedirler.
Dün
Yugoslavya’yı parçaladılar, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği 1990’lı
yıllarda 15 devlete ayrıldı. Ayrılan bu devletler çeşitli sorunlarla
boğuşmaktalar hala. Afganistan’ın içinde bulunduğu kargaşa ortamı dünya kamuoyunun
gözü önünde olmakta. Her gün suçsuz insanlar kurşunlara hedef olmakta, yaşamını
yitirmekte.
Tunus
ile başlayan Arap Baharı adı altında Libya ve Mısır’da
yaşananları herkes görmekte, bilmektedir. Suriye’de yaşanan iç çatışmalar da
Küresel sermayenin ve emperyalist devletlerin rolünü inkâr etmek olanaksızdır.
Irak topraklarında milyonlarca insanın Irak’ın işgali sırasında ve sonrasında
yaşanan karmaşa nedeniyle yaşamını yitirmesi hafızalarda tazeliğini
korumaktadır. Yemen’de iç çatışmalar, Sudan’da iç çatışmalar, Pakistan ve
Myanmar’da yaşananları görmemek saflık olur.
Bu
nedenle ulus devlet emperyalizme karşı koymanın çimentosudur.
Bertrant Russall`ın Sorgulayan Denemeler isimli bir kitabını okumuştum seneler önce, bu kitap 1930 da yazılmış. Diyordu ki; bu yüzyılın sonunda dünya tek bir egemen gücün altına girecek, iki büyük devletten birinin ki muhtemelen bu ABD olacak,büyük savaşların yerini bölgesel savaşlar alacak.Çok uluslu ülkeler bölünecek, küçük devletler kurulacak. Hepsi oldu, kahin miydi Bertrant Russall? Hiç bir şey rastlantı değil, geleceği görebilene. Saygılar.
YanıtlaSilDüşüncene katılıyorum Asya Hanım. Yaşananlar da zaten sizin yorumunuzu doğrular nitelikte. Trilateral Komisyonu'nun çalışması da zaten bu yolda. yukarıda alıntı yaptığım konuşmalar Bertrant Russel'i haklı çıkarmaktadır. Saygılarımla.
SilBilderberg toplantıları uzun yıllardır bizim ülkemizde de yapılıyor, siyasetten, medyadan katılımcıların isimleri de bellidir, bu kepazelik eskiden cesur gazeteler tarafından yazılır çizilirdi, ancak son iktidar döneminde üç kere toplantı yapıldığı halde bir kere bile medya da yer bulmadı..
YanıtlaSilHalk bu türden yazıları ve bilgileri hiç okumaz, nedense kendini ilgilendirmediğini düşünür, ancak birebir halkı geleceğini ilgilendiren ciddi konulardır, çocuğuna gelecek hayali kuranların bu ülke geleceğini temelden ilgilendiren konuları bildiğini hiç zannetmiyorum, bizim ülkemizin en büyük eksikliği budur, Banu Avar böylesi ciddi konuları videolar halinde halkın bilgisine sunuyor, ama bizler magazin sevdalısıyız kafamızı çevirip bakmayız bile..
Evet ne yazık ki biz ve bizim gibi ülkeler dünya siyasetini yöneten Bankerlerin güdümündeyiz, bu gün iktidarın Bakanlık koltuğunda oturan onlarca siyasetçisi ne yazık ki bu Bankerlerin burslarıyla yurt dışında okuyan kişilerdir, ne demişler, gavurun ekmeğini yiyen gavurun kılıcını sallar, olan biten kabaca budur ve sonuca doğru ilerlemektedir, Allah yardımcımız olsun..
Doğru dersin Tufan Bey. Okumayan ve hatta okuduğunu anlamayan bir toplumuz artık. Beni ilgilendirmez düşüncesinde olanlar durumu fark ettiklerinde kıpırdayamaz duruma geldiklerini acı bir şekilde görmektedirler. Dünya'da bugün yaşananlara bakmak yeterlidir.
Sil