26 Ocak 2015 Pazartesi

İLETİŞİM

Zamanın yıpratıcılığı eskisinden daha fazla. Elektronik haberleşme araçlarının hızı da. Ülkenin ve dünyanın sorunları da eskisi gibi değil. Elbette sorunları yerinde görüp öğrenmek, yöre insanıyla tanışıp görüşmek, coğrafyasını solumak önemli. Çeşitli coğrafyalarda yüzyılların imbiğinden süzülüp gelmiş kadim kültürleri gelecek yüz yıllara bırakmak için gezip görmek, sahip çıkmak lazım. Halkların sorunsuzca bir arada kardeşçe yaşaması geçmişe ve geleceğe sahip çıkmasıyla mümkün.
Her yüz yılın kendine özgü sorunları her daim olmuştur. 1915 yılında Sarıkamış Harekâtında kaybedilen on binlerce askerin akıbeti Enver Paşa tarafından halka söylenmemişti misal. Birinci ve ikinci dünya savaşlarında yaşanan bilinmezlikler. Sömürge yöntemleri ile ekonomisini ayakta tutmaya çalışan ülkelerin sömürgeleştirdiği yoksul ülkelerde yaptıkları. Sibirya'nın soğuğunda sürgünde olanlar ile Afrika'nın sıcağında altın madenlerinde can verenlerin dramı. Hitler'in gaz odalarında ya da Şilili diktatör Pinochet'in işkencelerinde yaşamını yitirenler. O kadar çok ki. Hangisini sayacaksın. İhtimaldir ki benzeri onlarca yaşanmış gerçekleri halk ya öğrenememiş ya da çok geç öğrenmişti.
İnsan zekası haber almanın üstesinden geldi. Önce gazete sonra radyo yayınları başladı. Gerçi ilk etapta herkesin radyosu yoktu. Radyo haberlerini dinlemek için köy odasında toplanılırdı. O yıllarda bugünkü gibi hızlı haber alma olanağı olmadığı için, ülkelerin sorunları vatandaşları tarafından ya sonradan öğrenilirdi ya da hiç bilinmezdi. Kırsalda radyo haberlerinin alternatifi de yoktu.
 21.Yüzyılın ilk çeyreğinde gelişen teknoloji ile dünyanın uzak coğrafyalarında meydana gelen olaylar anında öğrenilmekte. Yaşanan çatışma ve kaos ortamının yarattığı belirsizlik sonucu yüzlerce yıldır yaşadığı toprakları bırakıp belirsizliğe sürüklenen insanların dramı da. Güvenli bölgelere iltica edip sığınmak isteyen insanlar bindirildikleri derme çatma kosterlerin batması sonucu çoluk çocuk yaşamını yitirmekte. Yaşananlar Afrika'dan Amerika kıtasına zorla götürülen kara derili insanların dramını hatırlatmakta.
Kapitalist sistemin önceliği insan değil paradır. Enerji ve  maden kaynaklarıdır. Kendi çıkarı için emperyalist ülkeler diğerlerini yok sayarlar. Bölüp yönetmekte ustadırlar. Bugün Ortadoğu bataklığında yaşananların emperyalist ülkelerle ilişkilendirilmesi, bölgenin sahip olduğu enerji kaynakları ile açıklanabilir. Bölge ülkelerinde her dönemde bir Arabistanlı Lawrens olmuştur.
Aydınlığa, sanata, kültüre, uygarlığa susamış,  silahların gölgesinde giderek yoksullaşanların; talancı, yalancı, soyguncu, baskıcı, acımasız yönetimlerin elinde ne hale gelebileceğinin görüntüleri ekranlarda.
Bugün yaşanan sorunlar dün yok muydu? Elbette vardı. Belki daha da ağırı vardı. Savaşların uzun yıllar sürmesinin yanı sıra; tedavi edilememesi sonucu cüzzam, veba, çiçek gibi hastalıkların pençesinde can veren yüz binlerce insanın varlığı düşünüldüğünde her dönemde sıkıntı yaşandığı görülmektedir. Lakin o yıllarda bugünkü gibi iletişim araçlarının yaygın ve hızlı olmaması ya da hiç olmaması nedeni ile başka  topraklarda meydana gelen olayları uzun süre duymak, bilmek olanaksızdı.
İletişimin bu denli yaygın olması yoksullaşan, çaresizliğin pençesinde kıvranan insanları bilinçlendirmekte, sorunlarına sahip çıkmasına vesile olmakta mıdır? Akıtılan kanları,  kirli çıkar ilişkilerini, rantı, soygunu, terör olaylarının nedenlerini; bataklıkta debelenenlerin yüz yıllar öncesinde kaldığını düşündüğümüz yöntemlerle insanları boğazlamasını, katletmesini sorgulanmakta mıdır bilinmez.
Bilinen bir gerçek var ise o da vahşet ve güç göstergesinin savunmasız insanların sırtında boza pişirmeye devam ettiğidir.

4 yorum:

  1. İletişim ağı bu denli yaygın değilken dünyada olup biten onca felaketin, onca olumsuzluğun hemen farkında değildik. Ya da neyi ne kadar öğrenmemiz istenirse o kadar biliyorduk. İletişimin gücü fark edildiği anda yasaklar başlıyor günümüzde de. Dünya büyüdü, alan küçüldü. "Biri bizi gözetliyor" formatında oyunlar insanları alıştırıyor da.Özel hayatlar pervasızca sergileniyor. Güç ve para kimdeyse onun sesi daha çok çıkıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Makbule Hanım, yorumunuzda dile getirdiğiniz gerçekleri yadsımak olası değil. Bu konuda yazacak o kadar çok şey var ki aslında. İletişim özel hayatı hallaç pamuğu gibi atıyor ne yazık ki.

      Sil
  2. enerji ve maden kaynakları..ülkelerin zenginlik kaynağıdır..bir o kadarda güç simgeleridir..bu kaynaklara sahip olanlar,devletin gücünede sahip olmuş oluyorlar..maalesef türkiyeyi buna örnek verebiiriz..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enerji kaynaklarının varlığıdır ki savaşlara, kumpaslara, rantlara, dalaverelere, üç kağıtçılığa, emperyal çıkarlara hizmet ediyor.

      Sil