12 Ocak 2015 Pazartesi

SOĞUK BİR KASIM SABAHINDA- 15

Gece mavisi yerini gün ışığına, sabaha kadar esip gürleyen fırtına ise yerini sessizliğe bırakmıştı. Dozerler kurt ulumaları eşliğinde yolları açmaya başlardı artık. Karların temizlenmesiyle hastaları, şehirde işi olanları yollar karşılardı. Minibüslerin kaloriferleri kış aylarında bir türlü tamir edilmezdi. Hareketsiz duran yolcular üşümemek, donmamak için sarınıp sarmalanırdı. Kışlık giysiye dair ne varsa üst üste giyilirdi. Kutuplardaki buzullar ve geniş çöl bölgeleri dışında zorlu doğal koşullarda yaşam mücadelesi veren insanların, kış koşullarında kendilerini başka türlü korumaları mümkün değildi. Kaban üstüne kaban, kazak üstüne kazak, çorap üstüne çorap giymekten başka yapacak bir şey yoktu yolculuk sırasında. Kabaklaşmış minibüs lastikleri şoföre soğuk terler döktürürdü.
 Zor koşullarda görev yapan öğretmenler kapalı yolların açılmasıyla ihtiyaçlarını karşılardı. En başta ekmek, gaz yağı ve ispirto gelirdi. Gaz yağı gaz lambasının yanması için,  ispirto ise gaz ocağının yakılması içindi. Yaz kış en çok ihtiyaç duyulan malzemelerdi bu ikisi.
Etrafında onu kuşatan dağlar olmasa, dondurucu soğuklar olmasa Çıldır Gölünün kenarı bir cennet adeta. Tekmil canlıya hayat veren bir cennet. Gerçi dağların dorukları göle ayrı bir güzellik katıyordu. Dağın doruklarına yakın yaylalar yaylacılar için vazgeçilmezdi yaz aylarında. Yayladan bakınca Çıldır Gölü bir yıldız gibi parlardı.
O güzelim gölü bir o yakadan bir bu yakadan seyretmek insana huzur veriyor. Bugün yeterince kadri bilinmese de bölge kültürünün oluşmasında gölün payı çok büyük. Cana can katan göl kış aylarında kalın bir buz tabakasıyla örtülmekte. Bahara kadar da o buz tabakasının altında sazan balıkları, göl alası, şafak balığı buzların çözülmesini sabırla bekleyecek. Buzu kırarak rızkını çıkarmaya çalışan balıkçılar gibi.
Binalinin kahvesinde yapılan sohbetin benzeri bir sohbet kahvaltı boyunca devam etti. Lavaşların arasına koyup dürüm yaptığımız peynirlerin tadı yöre hayvancılığının ne denli titiz yapılmaya çalışıldığının göstergesiydi. Peynirler özenle yapılırdı.
"Binali" dedim, "Bu çeçil peynirini başka bir yörede görmek olanaksız. sanırım Kars, Erzurum yöresine özgü bir peynir olmalı."
"Hocam" dedi Binali " Çeçilin yanısıra tulum peyniri de bu bölgede çok yapılır. Tulum peyniri durdukça yeşillenir. O yeşil kısmı doğal penisilin görevi yapar. Çok lezzetlidir. Bizim kültürümüzde çeçil, tulum ve kaşar önemli yer tutar."
Meriç heyecanla tamamladı Binaliyi:
"Kars kaşar peyniri deyince orada duracaksın. Çorum yöresinde kaşar peyniri yapılmaz. Ama gördüğüm kadarıyla gerçekten lezzetli ve değerlidir."
"Çorumlu oluğunu illaki belli edecek" diye takıldım Meriç'e.
"Mandıracılık bizim köyde de var dedi" Binali.
"Ciddi misin" diye atıldık ikimizde.
"Evet" dedi Binali. "Yapan çok köyde. Hem kendileri tüketir hem de satarlar"
Daha sonraları Binalinin "Bizim köyde de kaşar peyniri yaparlar" sözünün doğruluğunu Cimşit Timur'un mandırasında hazırlanıp sertleşmeye ve olgunlaşmaya bırakılmış kaşarları raflarda görünce anlayacaktık.
"Binali senin kahven minibüslerin durak yeri. Köye gelen yabancılar ilk seninle tanışıyor."
"Evet hocam, yolcuların soluklandığı, yol yordam sorduğu bir yer oldu kahve."
"Calaya gelenlerin uğrayacakları kapılardan biri senin kahven."
"Hem taze demli çayın hazır olduğu, hem de sohbetin olduğu bir yer orası."
"Doğru dersin hocam. Sadece yolcuların değil, sabah duasına çıkmış yaşlılarında uğrak yeri."
"Sabah erkenden açarız kahveyi. Çayı demleriz. İlk gelenler sabah erkenden kalkan yaşlılardır. Ellerinde tespih ve bastonla gelirler kahveye. Yarenlik etmek için."
"Doğru dersin Binali" diyerek çayını yudumladı Meriç.
"Sabahın ayazı bu. Dışarıda pek durulmaz. Gün kuşluk olmaya başladığında kıpırdanır sokaklar." diye sözünü tamamladı Binali.
"Gün kuşluk deyince aklıma geldi "diye söze başladım. "Uzaklarda horozlar öterken, buz tutmuş gölün buzunu kırıp ağını atan balıkçılar bembeyaz fonun üzerinde, buzun altında ağa takılmış gümüşi ve sarımsı pullu sazan balıklarını çekerler."
"Ya birde göl alası varsa aralarında değme keyfine balıkçının" diye atıldı Binali.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder