Ruhunda
hoşgörü duyguları çoktan aşınmış. Ne bir gökkuşağının renklerini görebiliyor ne
de mavi dalgalarda menevişlenen yaşamın varlığını. Her daim derin bir
memnuniyetsizlik içinde bocalıyor. Anlamsız öfke alevleriyle varlığını
sürdürmeye çalışıyor. Işığın renklerini ve aydınlık geleceği görmeyi denese. Mavimsi
gökyüzünde güneş ışınlarının yelpaze gibi açılmasını. Uzaklarda kavruk
yüzleriyle geleceğine sahip çıkmaya çalışanları. Sabırla anlamayı dinlemeyi. Lakin zor görünüyor tüm bunları yapması.
Eğer
kendi düşüncesine destek verenler var ise onlara teşekkür ediyor. Yok eğer
karşı çıkanlar var ise, bunun fikir ve düşünceye saygı; açıklanan fikir ve
düşünceye katılıp katılmama; benimseyip benimsememe bağlamında demokratik bir
davranış biçimi olduğunu bir türlü kabul etmiyor. Oysa ki belirtilen ya da
açıklanan bir düşünceyi aklının ve mantığının süzgecinde tartan biri, beyan
edilen düşünceye katılır ya da katılmaz. Bunun kime ne zararı var. Sen başka
düşünürsün diğeri daha başka. İnsan hakları, düşünce ve fikir hürriyeti diye
uluslararası camianın ve demokrasiyle yönetilen, insan onuruna değer veren
ülkelerin kabul ettiği kavramlar vardır.
Hep
bana demenin mantığını anlamak kolay değildir. Hep bana diyenlerin
düşüncelerini insan hakları ve eşitlik anlayışıyla bağdaştırmakta kolay
değildir. Ve hatta mümkün değildir.
Vatandaşın
biri çıkıp "tencere-tavacıları" beğenmiyor. Beğenmeyebilir. Bir
diğeri çıkıp "hamileler sokaklara çıkıp gezmesinler" diyor. Devletin
televizyonu ise bu açıklamayı yayınlayabiliyor. İyi ya oldu olacak kilolu
kadınlar da sokağa çıkmasınlar artık ! Şimdi bu düşünceye katılmak olası mıdır?
Katılan katılsın. Doğrudur diyen desin. Kimsenin düşüncesine karışmak olası
değildir. Lakin bu söylemlere katılmayanlara da "de get arkadaş"
denmesinin de mantığı yoktur. Nitekim açıklamanın akabinde binlerce hamile
kadın ya da kadınlar sokağa çıkıp söylenenleri protesto etti. Karikatürcülere
yeni bir karikatür çizme konusu doğdu.
Yani
kısacası ortamı hareketlendirmenin gereği yok. İnsan sokağa çıkma hak ve
özgürlüğüne sahiptir. Kendisine yakışanı giyme hakkına da sahiptir. İllaki
"ben hamileyim dışarı çıkmayayım en iyisi sonra görenler ayıplar"
düşüncesine de gerek yoktur. Çok
istiyorsan sen kendi akrabalarından hamile olanların sokağa çıkmasını engelle.
Başkalarının sokağa çıkıp çıkmamasına karışma.
Çoktan
unutulmuş, artık kullanılmayan atasözlerinden biri şu şekildedir; "on
beşinde kız, ya erde ya yerde olmalı". On beşinde kız çocuklarının evlendirildiği
ülkemizde "hamileler" dışarı çıkmasın denmesi kadınların sokağa
çıkmasını aylarca unutturabilir. Bunun neresi mantıklıdır?